Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meltem Atay

Meltem Atay
@Atymeltem
"Ama hayır, mutlaka bize nasıl yaşamamız gerektiğini öğretecekler."
Öğrenci
Liseli
İstanbul
İstanbul
11 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Dört yol ağzında fazla durmayalım, fazla tereddüt etmeyelim, bir tanesine sapıverelim, nihayet şuna kaniyim ki bütün yollar Roma'ya çıkar."
Sayfa 54 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
"...insan da sonuna kadar gidebileceği sahada oynamalıdır."
Sayfa 52 - ÖtükenKitabı okudu
"Bazen kalabalıkların ortasında, tek başına kaldığımız vakitlerdekinden fazla yalnız değil miyiz? Öyle zamanlarda kendimizle bile baş başa kalamıyoruz ve bunu yapabilmek için dağ başları arıyoruz."
Sayfa 51 - ÖtükenKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bir insanı tamamıyla tanımak için bazen asırlar bile yetişmez; kâfi derecede tanımak için bazen bir an bile yetişir."
Sayfa 51 - ÖtükenKitabı okudu
"Hayattan aldığımız her zevki ona muadil bir ızdırapla ödediğimizi bildiğim için, hiçbir şeyden yüzde yüz saadet ümit etmiyor ve yüzde yüz felakatten korkmuyordum. Bunun ikisi de imkansızdır. Çünkü ruhi varlığımız hazla kederin muvazenesine idtinat eder, işte en büyük adalet ve müsavat! İnsan, çektiği ızdırap nispetinde zevk duyar: Ne kadar acıkırsa yemekten, ne kadar yorulursa dinlenmekten, ne kadar ararsa bulmaktan o derece zevk alır. İhtiyaç ve ızdırapla muvaffakiyet ve saat arasındaki bu riyazi tenasüp, bütün insanlar arasında tam ve ezelî bir müsavat temin etmiştir."
Sayfa 48 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
"İçinde yalnız yaşanan odaların sessizliği ne kadar derindir ve ne kadar korkunç!"
Sayfa 34 - ÖtükenKitabı okudu
"Ölüm karşısında yalnız kalmanın dehşeti, ölüm korkusunu bile bastıracak bir şiddette artıyordu. Haykırmak istedi. Ona ses ve can, aynı şey gibi geliyordu ve bağıracak olursa ağzından bir çığlıkla beraber canının da çıkmasından korktu. En sevdiklerini hatırlıyordu. Şimdi birinden biri burada olsa..."
Sayfa 16 - ÖtükenKitabı okudu
"Kitap. Nasıl diyeyim... İçinde yaşadığımız ev gibi olmalı, vatan gibi olmalı, ona alışmalıyız, bağlanmalıyız, köşesini bucağını gayet iyi tanımalıyız, her noktasına hatıralarımız karışmalı. Değil mi?"
Sayfa 24 - ÖtükenKitabı okudu
"İnsan bağışlanmayacak kadar ağır bir suç işledi mi, bir yandan dayanılmaz acılar çekerken, bir yandan da, "Dünyanın bir yerinde beni bağışlayacak insanlar nasıl olsa vardır," diye hayal kurar."
Sayfa 70 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Gene de sizi, size rağmen sevmek istiyorum efendim."
Sayfa 35 - EverestKitabı okudu
Reklam
"Kendi hali, tavrı en gülünç olanlar, başkalarına dil uzatmakta ilk sırada yer alanlardır. Ufacık bir bağlantıyı sezerler, konuyu ele almakta gecikmezler. Haberi neşeyle yayarlar; ama önce diledikleri gibi allayıp pullarlar. Diledikleri gibi yorumlayıp başkalarının hareketlerini; mazur gösterdiklerini sanırlar kendilerininkini. Yanlış bir umutla, bir benzerlik bulmaya çalışırken kendi hikayeleriyle, entrikalarına masumiyet kattıklarını sanırlar. Ya da hiç değilse, hafifletmek için omuzlarındaki ağırlığı; başkalarına yüklerler günahı."
Sayfa 8 - EverestKitabı okudu
"Doğrusu, insanların çoğu tuhaf yaratıklardır! Asla görülemez gerçek doğaları. Mantığın sınırları pek dardır onlar için, aşarlar hadlerini bir biçim."
Sayfa 22 - EverestKitabı okudu
"Korkarım, ben her zaman o kadar itaatkar değilim." Leydi Margaret güldü. "Kendine ait hiçbir fikri olmayan biri zaten aptalın tekidir. Gerçek itaat, aslında insanın kendi kendine kaldığında daha doğrusunu bildiğini düşünüp fikri sorulduğunda başını eğmekle yetinmesidir. Bunun dışında her şey basit bir uzlaşmadan öteye gidemez. Kaldı ki herkes başını sallayabilir, bunda ne var?" Catalina ilk defa bir İngiliz kadının söylediklerine kahkahayla güldü. "Ben asla sadece sallabaş olmak istemem." "Alın benden de o kadar. Unvanım ne olursa olsun, kalbimde kim olduğum gerçeğini hep saklı tuttum."
Sayfa 186 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
"Artık ayrılma vakti geldi çattı, ben ölmeye, sizler de yaşamlarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz. Hangisinin daha iyi olduğunu sadece tanrı bilebilir."
Sayfa 63 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Her tehlike türü için ölümden sakınmanın birçok farklı yolu vardır, yeter ki tehlikede olan kişi her şeyi söyleyecek ve her şeyi yapacak kadar utanmaz olsun. Ancak beyler dikkat edin: Ölümden sakınmak o kadar zor değildir, zor olan kötülükten sakınmaktır, çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar. Yaşlı ve ağır olan ben, ağır hareket eden ölüme yenildim, hızlı ve kötü olan suçlayıcılarım ise daha hızlı olan kötülüğe yenildiler. Şimdi ben, sizler tarafından ölüme mahkûm edilerek buradan ayrılırken, onlar doğruluk tarafından fesatlık ve haksızlığa mahkûm edilerek ayrılıyorlar. Ben kendi cezama, onlar kendi cezalarına katlanacaklar. Belki de öyle olması gerekiyordu, bu yüzden iyi ki öyle olmuş diyorum."
Sayfa 59 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Göründüğü kadarıyla, ikimiz de güzellik ve iyilik hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. O, hiçbir şey bilmediği hâlde bir şeyler bildiğini sanıyor, oysa ben hiçbir şey bilmemekle birlikte bunun bilincindeyim. Bu durumda, hiçbir şey bilmdeğimi bildiğim için, az da olsa ondan daha bilgeyim sanırım."
Sayfa 36 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Çalışıyor, bir şeyler yapmak istiyorum ama her şeyin bir sonu olduğunu ve ölümü unutmuşum."
Sayfa 481 - Can Yayınları 1. CiltKitabı okudu
"Ama hayır, mutlaka bize nasıl yaşamamız gerektiğini öğretecekler. Oysa mutluluğun ne olduğundan zerre kadar haberleri yok, bu aşk olmadan bizim için mutluluğun da, mutsuzluğun da hatta hayatın da olmayacağını bilmiyorlar."
Sayfa 257 - Can yayınları 1. CiltKitabı okudu
"Acı ve üzüntü, engin bir bilinç ve derin bir yürek için her zaman zorunludur. -Birden, birileriyle konuşur gibi değil de yüksek sesle düşünür gibi ekledi.- Bence, gerçekten büyük insanlar, büyük acılar çekmek zorundadırlar."
Sayfa 330 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Diyelim ki... evet, belki namuslu bir insansın, ama namuslu bir insanım diye övünülür mü hiç? Herkes namuslu olmak zorunda değil midir?"
Sayfa 261 - İş Baknası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Neymiş efendim, onların da bildiği gerçekler varmış! İyi ama, gerçek her şey demek değildir ki... Hiç değilse işin yarısı, bu gerçeklere nasıl bakıldığına bağlıdır."
Sayfa 166 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu