Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Camusun Yabancısı

Camusun Yabancısı
@AurelianoBuendia
Adam öfkelense de belli etmedi. Usturuplu bir karşılık verip kadına haddini bildirmeyi çok isterdi, ama hayat ona son sözü kadınlara bırakmayı öğretmişti.
Reklam
Öyle görünüyor ki, büyük olasılıkla klasik edebiyatın duygu ve düşüncelerini her şeyden önce ifade ettiği üst sınıfların dini, aslında doğanın parlak ve ölümsüz gösterişine tercihen yüzünü çeviren Olympos kökenliydi. Öte yandan, çıkarları özellikle tarıma dayalı büyük emekçi nüfusunun mısırı, şarabı ve yağı bahşeden Khthonik Tanrılara yönelmeyi tercih etmeleri onlardan beklenilendi. Bunlar aynı zamanda insanın ölümlülüğünü ve kederini paylaşmaları bakımından Olymposlulardan daha insani ve daha anlayışlılardı.
Ahlakın toplumun alt sınıfındakiler arasında, üst sınıfına göre daha değerli olması ve daha fazla uygulanması ekonomik bir yasadır. Çünkü adalet, zenginlerin tiranlığına karşı yoksulların seslenişi ve ölçülülük, zenginlerden çok kendileri için çok daha hızlı bir şekilde sonlarını getirecek rahatlıklarına düşkünlük ve savurganlık tehlikelerine karşı yoksulların koruyucusudur. Bu nedenle, çalışkan kırsal nüfusa hitap eden Hesiodos'un kendisinde, aylak ve savaşçı aristokrasiye hitap eden Homeros'tan çok daha fazla ahlaki bir ton buluruz. Böylece Khthonian dininden insan ölümsüzlüğüne bir inanç geliştiğinde, bu [inanç] endüstri sınıflarının üstün ahlaki duygusu tarafından doğru ve yanlış yasaları için ek bir yaptırım olarak kullanıldı. İlyada'nın yazarları için, gelecekteki ödül ve cezaların durumu bilinmemektedir. Ancak Odysseia'ya sonradan yapılmış bir ekleme olduğu varsayımlarında, ölümden sonra başlayan cezalandırıcı bir adalet planı bumaktayız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Adaletsizlik"ten bahsetmenin modası geçti artık. Devir yakışıksızlık, uygunsuzluk devri. Büyük şirket yöneticilerinin aylık gelirleri, haddinden fazla medyatikleşen sporculara ve sanatçılara dökülen paralar artık edepsizlik boyutuna ulaştı.
Kırıntıların bölüşüldüğü başka bir dünya ile yolsuzluğa teslim olmuş, düşüncesi kıt yöneticilerin Tanrı ve denklemlerle birlikte oturduğu altın kaplama odaları arasında insanın gerçekliği tamamen yok olana dek eriyip dağılıyor.
Reklam
Hayır, insanlığın canını çıkaran kâr peşinde koşan namussuzlar değil, hâkimiyeti ve çetrefilliği ölümlülerin gözünden kaçan alçakgönüllü yasa uşaklarıdır. Bu hak ettiğinden çok fazlasını kazanan yöneticilerin ve milyoner sporcuların sesini duyar gibi oluyorum. Vicdanlarını şu sözlerle kolaylıkla teskin edebildiklerine neredeyse eminim: "İyi, tamam da bu abartılı maaşları ben talep etmedim. Bu bana teklif edildiğine göre demek ki benim ederim bu!" Haydi şimdi gidin de fazlasıyla sömürülen işçilere hak ettikleri maaşları aldıklarını söyleyin. Haydi şimdi gidin ve onlara emeklerinin karşılığında daha az para aldıklarını, çünkü insan olarak ederlerinin daha az olduğunu söyleyin.
Denklemlerin bir otorite, Excel tablolarının ise önünde saygıyla eğilinen kehanet ve karar alıcılar olarak ele alındığı an itibarıyla, toplumsal hayal kırıklıklarına, ay sonu felaketlerine, değer kaybediş ve yıkımlara çoktan bir kılıf uydurulmuş olunur. Ve bütün bunlar ekonominin çelik gibi sağlam yapısına ve denklemlerin olmazsa olmaz "gerçekliği"ne "uygun" bir şekilde meydana gelir: Rakamlar rakamlardır.
Doğada çirkinlik yoktur, zihinden gayrı. Hiçbir şey çarpık değildir, zulümden gayrı. Erdem güzelliktir. Ama n'etmeli güzeli, zalim olunca. Güzelliğe bürünen kötüler şeytanın kullarıdır.
Sayfa 84 - AntonioKitabı okudu
Ölümcül bir suç kendini gizlenen sevgiden daha çabuk açığa vurmaz. Günün en parlak saatinden daha aydınlıktır aşkın gecesi.
Sayfa 63 - OliviaKitabı okudu
Bembeyaz bir sayfa. Aşkını hiçbir zaman açığa vurmadı. Bu sır, goncayı kemiren kurt gibi gül yanaklarını soldurdu. Karasevdadan beti benzi attı. Bir sabır heykeli gibi derdi tasayı gülümseyerek karşıladı. Bu aşk değil midir? Biz erkekler çok konuşur, Yemin üstüne yemin ederiz. Gösterişimiz boldur. Ya gerçek duygular? Yeminlerde cömertiz ama sevgide cimri.
Sayfa 46 - ViolaKitabı okudu
Reklam
Siyasal olarak, Marx iş çevreleri ile yönetim arasında yakın bir iş birliği tespit etti... Marx'a göre bunun toplumsal sonuçları korkunçtu... Beş yaşındaki çocuklar loş ve kötü havalandırılmış bina ve madenlerde tehlikeli makinelerde çalışmaktaydı. Aşırı çalıştırılan ve kötü beslenen bu çocuklar günde 18 saate kadar köle gibi çalıştırılmaktaydı. Makinelere zincirlenmekte, tehlikeli sağlık koşullarına maruz kalmakta, ustabaşının emirlerine uymadıkları takdirde dövülmekte ve hatta kaçmalarını önlemek için geceleri kilitlenmekteydiler.
Sayfa 333 - Karl MarxKitabı okudu
Hiç kimse ne bir başka yurttaşın oyunu alacak kadar zengin ne de oyunu satmaya istekli olacak kadar yoksul olmamalı.
Sayfa 252 - J. J. RousseauKitabı okudu
Tarihte ilk kez bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip “Burası benimdir” diyen ve buna inanacak kadar saf olan insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun ilk kurucusu oldu. O zaman biri çıkıp, çitleri söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra da insanlara “Sakın dinlemeyin bu sahtekârı. Meyveler herkesindir. Toprak hiç kimsenin değildir. Ve bunu unutursanız mahvolursunuz” diye haykırsaydı, işte o adam, insan türünü, nice suçlardan, nice savaşlardan, nice cinayetlerden kurtaracaktı.
Adalet olmadan, krallıklar birer büyük çeteden başka nedir ki?
509 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.