Dışarı çıkmak istemiyorum, kitap okuyamıyorum, evde bir yerde oturamıyorum. Hiç kimseyle konuşmak da istemiyorum. Bekliyorum, bekliyorum. İşin kötüsü neyi beklediğimi de bilmiyorum.
Doğrusu şu ki, ruhum bomboş kalmıştı. Gözlerimin yaşarmaması için kendimi zorluyordum.
Adam’ın sesi içimde usulca dedi ki:
‘Güneşe bak Zeze, güneşi uyandıralım.
Unutmakla bağışlamak arasında ne fark var?”
“Bağışlarken kişi her şeyi unutuyor. Ama yalnızca unutmakla, pek çok kez insan yeniden anımsamaya başlıyor.