Kitabı elime ilk aldığımda farklı bir duyguya kapıldım. Bunun sebebiyse meşhur “Vatan Şairimiz Namık Kemal”di. Hayranı olduğum bir yazardır “Namık Kemal”. Sürgün yıllarında son günlerini yaşarken elinde “Victor Hugo’nun Sefiller” kitabı varmış. Bu kitabı okurken gözlerini yummuş hayata. “Hürriyet Kasidesi” gibi devasa bir şiiri o zamanın
Ayşe Kulin’in okuduğum ilk romanı. “Uzun süre okusam mı okusam mı, acaba nasıl bir şey, popüler kitap olmasından dolayı kesinlikle sıkıcı ve içeriği boş bir kitaptır” (popüler kitaplar hakkındaki genel görüşüm) şeklinde kafamda dolaşan düşüncelerden sonra birkaç saatimi ayırdım. Maalesef düşüncelerimde haklı çıktım. Kitapları karalamayı, onlar
Ama o andan sonra , Hermione Granger arkadaslari oldu.Bazi olaylar vardir, dostluklara yol açar, dort metre boyunda bir ifritin canina okumak da oyle bir olaydi iste...
Geriye, lise yıllarıma dönsem,
Çevremin bekledigini değil, kalbimin bastırılmış sesinin yönüne gider ve o bölümü seçerdim.
Yapamadığım derslerle boğuşacağim bir bölümdense sevdiğim ve yapabildiğim alanda ilerler bunlarla ilgili kitaplar okur ,sınav odaklı yaşamazdım.Sınav için ağlamazdim.Sınav yüzünden lise yıllarda psikolojisi yıpranan çocuklar olmaktansa,Türk edebiyatından Rus edebiyatına bir çok yazarın dünyasını keşfeden bir öğrenci olmak isterdim.Tarihimizi güzelce öğrenmeye çalisirdim ,merakli ve arastirmacı ruhun zirvede oldugu bu dönemde.Okumak...Özgürce okumak...Yapılabilirdi ama...Olmadı.
Hayatta herkes hatalar yapar ama zamanini kötü ve boş geçirmek hataların en acı verenlerinden biri zannimca.
Hala cok geç olmayabilir ama giden zaman gelmiyor.:(