Bir kez daha görüyoruz ki aile sevgisinden yoksun büyümüş çocukların, sevgiyi ve ilgiyi hep başka insalarda arama çabalarını. Bu durum bazen bir girdabın içine düşürebiliyor, yanlış heveslere sürükleyebiliyor. Felix ve Henriete' nin hikayesinin başlama serüveni de bu yoksunlukla başlıyor. Hiç anne sevgisi görmemiş felix, kendinden yaşça büyük olan Henriete'ye tutkulu bir şekilde aşık oluyor( ki bence bu aşk değil psikolojik olarak sevgiden yoksun büyüdüğü için sevgiyi, bağlılığı henrietede bulmaya çalışıyor ve bu da onu bağımlılık seviyesine taşıyor)Aynı şekilde henrietede aile sevgisi görmeyip, sadece teyze sevgisi görmüş biri olarak yanlış evliliğe mahkum ediliyor ve tadamadığı mutluluğu kendini çocuklarına adayarak yakalamaya çalışıyor ta ki felixle karşılaşana kadar. Felixe duyduğu aşkı ahlaki açıdan dizginlemeyi bilip sadece içinde yaşıyor.Ona bir dost, bir anne şevkatiyle yaklaşıyor. Fakat içinde fırtınalar koparıyor bu aşk. Kızının felixle evlenmesini isteyecek ve felixi başka bir kadınla yaşadığı ilişkiyi duyup, kıskançlıktan hasta edip öldürecek kadar. Evet felix tutkulu bir şekilde henriete aşıkken başka bir kadınla birlikte olabiliyor. Fakat henriete ise aşkından ölecek kadar seviyor onu bence gerçek aşkı yaşayan henriete ile aşık olduğunu düşünen ve bu durum onda saplantı yaratan felixin hikayesi bu.Çok güçlü ve fazla betimlemelerle dolu bir kitap olduğu için okurken biraz sıkılabilir ve bu da kitabın okuma süresini biraz uzatabilir...