Sanki toprağı kazdıkça , ustama göre Allah'ın ve meleklerin katına doğru ilerliyorduk. Oysa gece yarısı esen serin rüzgar, lacivert gökkubbenin ve ona asılı on binlerce titrek yıldızın tam ters yönde olduğunu hatırlatırdi
Her şeyi anlıyor, herkesi tanıyor, her sorunu kavrıyor, yani kavraya anlaya yaşlanıyordum. Anlamak yorgunuydum. Bu yüzden kimseye kızamıyordum. Kimseden doya doya nefret edemiyordum. Kimseye ağız dolusu küfredemiyordum, kimseye deliler gibi öfkelenemiyordum.
...artık dünyada senden başka sevecek kimsem kalmadı. Ama sen benim için kimsin ki, beni asla, asla tanımayan, suyun kenarından geçer gibi yanımdan geçen, taşa basar gibi üstüme basan, sürekli çekip giden, çekip giden ve beni ebedi bir bekleyiş içinde bırakan sen...
"İnsan birilerini sevmek ve birileri tarafından sevilmek yoluyla, kendini sevme yöntemini bulur. Söylediklerimi anlıyor musun? Birilerini sevemeyen bir insan, kendisini de doğru dürüst sevemez."
~Haruki Murakami | 1Q84