İnsanlar hatırlamak için yazar...Bana gülünç geldi bu,ben de her şeyi kendimce çözdüm:Bir kere yazınca hatırlamaya gerek yoktu,eğer elinde kalem olmaz,yazamazsa,ezberleyecektim!Yani eğer yazıyorsam hatırlamaya gerek olmayacağını bileceğim...Ve bunu küçük şeyler için kullanmaya başladım:Telefonlarda,isimlerde,bazı talimatlarda.Ama bende sonuç vermedi,yazdığım şeyi kafamda görüyordum.Aynı türden kağıtlara ve aynı kalemle yazmaya çalıştım;yine hiç işe yaramadı...
O bakış,bir babanın oğluna bakması gibi değildi.Bir adamın,başka bir adama ihtiyacı olduğunu belirten bir bakıştı.İşin garibi,bu bir erkeğin diğer bir erkeğe attığı bakış,benim o andan itibaren baba-oğul ilişkisine girmemi sağladı.
Örneğin,bir gün ne kadar ayakkabı varsa,bir ipe geçirmiş,bunu bir dolap anahtarına asmış ve anahtarın üstüne,kolları açık,sivri uçları yukarda,dengede duran bir makas yerleştirmiştim.Bununla anneye kızgın olduğumu,evi terk etme yönünde buyruklar aldığım için beni koruması gerektiğini anlatmak istiyordum.Gerçekten de ayakkabılar gitmeyi,düzensizlikleri öfkeyi,ip,içinde yaşadığım gerçekdışılık gerginliğini,makas ise hem düşmanca duyguları hem de öfkeyi çözmek ve gerilimi kesmek için <anneme>gösterilen yolu simgeliyordu.
İçimde görülmemiş bir yok edici güç büyüyor ve beni her ne pahasına olursa olsun ortadan kaldırmak istiyordu. Aynı zamanda kendimi korkunç derecede suçlu hissediyordum...