Metruk bir değirmen gibiydim. İşe yaramaz, gözden çıkarılmış, kuşların bile uğramaktan vazgeçtiği, yıkılmayı bekleyen bir değirmen. Yeryüzünün unutulmuş bu ücra köşesinde, başka birçok şey gibi.. İyinin ve kötünün acının ve mutluluğun arasındaki çizgi belirsizleşmiş, sanki her şey yalnızca zamanı unutmak için yaşanıyor gibiydi..
Burada sürdürdüğümüz yaşamın neye benzediği konusunda fikrin oldu mu? Yabancılık, yalnızlık, hüzün! Yabancı ağaçlar, yabancı çiçekler, yabancı manzaralar, yabancı yüzler, Bütün bunlar sanki başka bir gezegendeymişçesine yabancı...
Eğer dünyadaki herhangi bir konu üzerine düşüncelerinizi dürüstçe söylemenizi ayıplanacak bir şey olarak gören insanlar arasında acı bir yalnızlık çekerek yaşamınızı sürdürmüş ve orta yaşlarınıza merdiven dayamışsanız konuşma ihtiyacı bütün ihtiyaçlardan büyüktür.