Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sisyphos

Sisyphos
@Beyaz_Zenci
Bir kayanın gölgesinde.
Araf Gezgini
Lisans
İstanbul
82 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
261 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ahmet Ümit / Kar Kokusu Kar Kokusu, Ahmet Ümit'in okuduğum üçüncü polisiye eseri oldu. Kurgu ve karakter yaratma konusunda oldukça vasat bulduğum bu polisiye eser, polisiye romanların olmazsa olmazı olan heyecan ve merak unsurları açısından da tatmin edici değil. Roman, Türkiye'den Sovyetlere teorik eğitim almak için giden TKP'li bir grup arasında yaşanan bir cinayet üzerinden yürür. Soruşturmayı Sovyet istihbaratı KGB devralır. İki temel soru vardır: Cinayeti TKP'li grup arasından biri mi yapmıştır? Yoksa Sovyetlere kadar gelip grubu takibe alan Türk istihbaratçılar mı? Romanın kendine dayanak aldığı konu başarılı olsa da, bunun üzerinden dizayn edilen kurgu yetersiz, diyaloglar ise okuyucuyu sonuca ulaştırmak için uygunsuz seçilmiş. Yazar Ahmet Ümit'in kendisi de gençliğinde Moskova'ya gidip Marksist eğitimler aldığı için mevzuya aşina olması pozitif bir etken sağlamış. Fakat ne yazık ki bu bir bütün olarak romana sirayet etmemiş.
Kar Kokusu
Kar KokusuAhmet Ümit · Doğan Kitap · 20037,5bin okunma
Reklam
102 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Can Yücel / Gezintiler Doğup büyüdüğü çevreden kendine hep sapak bir yol çizen Can Yücel, şiirleriyle bu yolda ilerledi hep. Romantik şiirlerini, toplumcu şiirlerine nazaran hep daha vasat bulduğum, fakat toplumcu şiirlerini de Ne Nâzım'la, ne Ahmed Arif'le mukayese edemeyecek kadar muazzam bulduğum Can Yücel, bu yönüyle her daim ayrı bir alan yaratmıştır kendine. Yücel'in şiirlerine ''mizah'' yahut ''ironi'' demek kesinlikle yetersiz. ''Nükte'' en iyi tabir gibi duruyor. Bu nükte, yukarıda dikkat çektiğim Yücel'in sapak yolundan ileri gelir. O, Kemalist bir babadan olma, öylesi bir çevreden büyümedir. Babası Hasan Ali Yücel'in Pazartesi Konuşmaları adlı kitabını da okumuş biri olarak baba-oğul arasındaki fikrî ayrılık Yücel'in sapak yolunu daha belirgin kılar. Can Yücel'in sözcükleri bir elekten geçirilen ve dipde kalan en orijinal sözcüklerdir. O, 60-70 yıl önce yaşasa bir Garip şairi, 500-600 yıl önce yaşasa derunî bir divan şairi olabilirdi. Onu kesinlikle bir akıma müdahil gösteremeyeceğimiz gibi, sözcüklerini/dizelerini de tek bir hat üzerinden değerlendiremeyiz. Bu sapak bir yolda işlenir ancak. Gezintiler kitabı bu sapak yolda kıvrıla kıvrıla gezinir. ''Bremen'' der, ''Fuzulî'' der, ''Kurmanci'' der, ''Faşist'' der, hep Can Yücel der.
Gezintiler
GezintilerCan Yücel · Doğan Kitap · 2000451 okunma
347 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Sarah Jio / Yağmur Sonrası Evet, böyle kitaplar da okuduğum doğrudur. Yağmur Sonrası, 2. Dünya Savaşı yıllarında Bora Bora Adaları'nda yaşanan bir aşka değinir. Orduya gönüllü yazılan bir hemşire ile bir asker arasında yaşanan ilişki romanın temel alanıdır. Kitap her ne kadar bir savaşın zeminindeki aşka değinse de, çoğu ABD yapımlı filme/kitaba nazaran militarist söylemlerden izole olmayı başarmıştır. Kitap arasına serpiştirilen bir Edith Piaf, bir Paul Guiguin kurguya oldukça hoş bir etki etmiş.
Yağmur Sonrası
Yağmur SonrasıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201318,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
521 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
88 günde okudu
Ali Şeriati / Yalnızlık Sözleri II Serinin ikinci kitabı. Şeriati'nin yalnızlığı ve veciz sözleri bu seriyle de devam ediyor. Önceki kitabın tamamıyla devamı niteliğinde..
Yalnızlık Sözleri 2
Yalnızlık Sözleri 2Ali Şeriati · Söylem Yayınları · 2001135 okunma
560 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Ali Şeriati / Yalnızlık Sözleri I Bu topraklara 3-4 tane daha Ali Şeriati gelseydi, her şey daha farklı olabilirdi. Bu istenmediği için Ali Şeriati öldürüldü. Şeriati'yi bu denli mühim ve müstesna yapan şey, klasik zihniyete karşı açtığı savaştı. Bu onu otomatikman reformcu yapıyordu. Her şey zıttıyla vardı, o sebepten dolayı Şeriati bu
Yalnızlık Sözleri 1
Yalnızlık Sözleri 1Ali Şeriati · Fecr Yayınları · 2012298 okunma
Reklam
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
54 günde okudu
Hakan Günday / Piç Aylaklığın romanı. Hakan Günday bu romanıyla piçliği doğum-baba üzerinden değil, yaşam biçimi savı üzerinden ele alır. Onun aylak karakterleri baldırı çıplaklar değil, aksine burjuva ortamlarda yetişmiş, elit ilişkileri olan, yabancı ülkelerde okumuş fakat tüm bunlara rağmen çalışmaya karşı, aile ilişkilerini bitirmiş, hayatlarını alkol, seks, uyku ve miskinliğe adamış karakterlerdir. Bir bakıma kapitalizmin boğuculuğundan kendilerince böyle sıyrılmaya çalışmışlardır. Hakan Günday çağdaş yazarlar arasında farklı diliyle kendine has bir okuyucu kitlesi oluşturmuş. Ben onu ilk bu eseriyle okudum fakat arkadaş çevremden fazlaca methini duydum. Onun Piç romanı üzerinden gidecek olursam; kavramlar/kelimeler üzerinden bir eleştiri biçimi oluşturmasının, methini duyduğum diğer eserleriyle de bir bağı var. Azil romanı gibi... Azil, bir roman için seçilebilecek sır dolu bir kelime. Piç romanında da Hakan Günday Taksim, dejenerasyon ve yine birkaç söylem/kavram üzerinden farklı bir algı yaratır. Piç romanının, Günday'ın diğer romanları arasındaki konumunu şimdilik bilemiyorum. Fakat okuyucunun beklentilerini, merakını ve sorularını kısmen karşılıksız bıraktığını söyleyebilirim. Piç'teki ruh, kimi zaman bizlere de sirayet eden bir ruhtur.
Piç
PiçHakan Günday · Doğan Kitap · 20199,5bin okunma
364 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Cinlerle Yolculuk / Jamal Mahjoub Sürgün ettirilmiş, göç etmiş ya da melez yazarlara hep ama hep sempati duymuş, diğer yazarlara nazaran kalemlerini daha da beğenmişimdir. Çünkü kalemlerini besleyen daha fazla yaşanmışlıklar, daha fazla kültürel çeşitlilik unsurları olmuştur. Van'dan Osmaniye'ye göç eden Yaşar Kemal, İsveç'e sürgün giden Mehmed
Cinlerle Yolculuk
Cinlerle YolculukJamal Mahjoub · Yapı Kredi Yayınları · 200520 okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Ordu ve Siyaset / Kurtuluş Kayalı 27 Mayıs askerî darbesinin yıldönümünde, temel olarak bu darbe üzerinde duran, fakat bir bütün olarak ordunun İttihat ve Terakkî'den bu yana siyasetteki etkisini irdeleyen bir akademik çalışma. Kayalı, yer yer işleyişi elinde bulunduran ordu içindeki isimsel ihtilafların üzerinde yoğun olarak durduğu için genel hatlardan sapsa da, Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca askeriye mantığının nüanslarını iyi yakalamış doğrusu. Cumhuriyet'in başlangıcından kısa bir özet sunarak, Mustafa Kemal'in de asker-siyasetçi kimliklerine değinerek akabinde asıl mevzusu olan 27 Mayıs'ı ele alır.
Ordu ve Siyaset
Ordu ve SiyasetKurtuluş Kayalı · İletişim · 201520 okunma
336 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Maziye Bir Bakıver / Dursun Gürlek Yer yer kitaplara olan tutkunuzu artıracak, yer yer sizi mazinin tebessüm ettiren yaşanmışlıklarına aşina kılacak bir eser. Dursun Gürlek'in Ayaklı Kütüphaneler eserinden sonra okuduğum bu ikinci kitabı oldu. Gürlek'in çok ciddi bir dili var. Sanki seminer veriyormuş da, konuklara keyifle maziyi, fıkra tadında anlatıyormuş gibi..Onu okurken hem tarihe tanıklık ediyorsunuz, hem de farkında olmadan keyifli bir okuma gerçekleştiriyorsunuz.
Maziye Bir Bakıver
Maziye Bir BakıverDursun Gürlek · Timaş Yayınları · 2017125 okunma
380 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Bereketli Topraklar Üzerinde / Orhan Kemal Acının, sömürünün, başkaldırının merkezidir Çukurova ezelden beri. Hâlâ da nice mevsimlik işçisine, ırgata bağrını açıyor, bu acı sürekli devr-i daim ediyor. Çukurova insanının acısını Yaşar Kemal on yıllarca bıkmadan usanmadan tüm dünyaya duyurmuştu zaten. Bir de Orhan Kemal var işte.. O da tıpkı Yaşar
Bereketli Topraklar Üzerinde
Bereketli Topraklar ÜzerindeOrhan Kemal · Remzi Kitabevi · 19755,9bin okunma
Reklam
302 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Faust / Goethe Her okuduğumda ayrı bir lezzet aldığım, gerek Goethe'nin gerekse dünya yazınının başyapıtlarından. Faust ve Goethe'ye bu kadar sempati duymamın sebebi Goethe'nin kendi döneminin birçok Avrupalı edip şahsiyetine nazaran Doğu kültürlerine, Doğu edebiyatlarına aşina olmasının payı da var. O bir Hafız-ı Şirazî hayranıdır, Doğu araştırıcısıdır, Doğu-Batı Divanı'na hayat verendir. Goethe'nin Doğu'ya olan bu ilgisi günümüz acizler tarafından hep yanlış algılanmış, Tolstoy'a biçilen itham ona da layık görülmüştür. Sanki çok mühimmiş gibi Goethe'nin İslam'ı kabul ettiği rivayeti ortaya atılmış, Goethe asıl misyonundan uzaklaştırılmıştır. Bu taife bunu sıklıkla yapar, kendilerini inatla geçmişle, din ile tatmin ederler. Neyse... Faust'a gelmek istiyorum tekrar. Faust, bir şiirsel oyundur, piyestir. Rivayet oldur ki Goethe'nin üzerinde 60 yıl çalıştığı eseridir. Eserdeki bilge Faust ile Mefistofeles (Şeytan) arasındaki anlaşmanın geri planında hep bir devlet birey ilişkisi sezmişimdir. Zahiri yönüyle Faust amacına ulaşmak için Mefistofeles ile anlaşma sonucu her geçen gün daha fazla bağımlı olur Mefistofeles'e, neticede şeytana kul/köle olur. Bugün ki sadık bireyler ile devletler arasındaki bağ da bundan pek de farklı değildir. Ben Faust'ta batınî/içrek yönde biraz da bu tadı almışımdır. Goethe'yi tasavvur edince bunun pek de mümkünsüz olmadığını seziyorum. Özcesi hepimiz bazı şeylerin Faust'uyuz.
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Alkım Yayınları · 200613,7bin okunma
94 syf.
5/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Çığlık / Ferit Edgü Ferit Edgü'ye aşinâlığım sinemaya uyarlanan Hâkkari'de Bir Mevsim eserinden gelir. Eseri okumamıştım ama - hâlâ okumadım- filmi çekildiği dönem itibariyle çok cesur ve estetik bulmuştum -hâlâ da bulurum-. Demem odur ki, Edgü'yü kitap bazında okumamış, diline yabancı biriyim. Bir eserinden yola çıkıp onu analiz etmek de haksızlık olur ama ben Çığlık adlı öyküler kitabına dair birkaç kelâm etmek istiyorum. Çığlık, öykü kategorisinde çıkmış, fakat içerisindekilere ''öykü'' diyemeyeceğim bir kitap. Uzun süredir kaliteli bir öykü okumak isteyen ben'e hüsran olmuştur. Zira gerek kullandığı dil, gerekse kitap içeriği savma ve savruk bir çizgiye bürünmüş. Bir-iki öyküyü bu söylediklerim dışında tutacak olursam, geri kalanlar bir gazete haberinin Edgü dilinden anlatılışı gibi bir şey olmuş. Ki zaten kitabın sonunda da ''Dileyen bu öykülerimden herhangi birini alıp genişletebilir, istediği yerde kullanabilir. Hiçbir telif hakkı talep etmiyorum'' demiş. Cömertliğin için sağol ama öykülerinden hiçbiri ele-avuca gelmez şeyler be Edgü!
Çığlık
ÇığlıkFerit Edgü · Sel Yayıncılık · 2017843 okunma
143 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Ziya Gökalp'in Büyük Çilesi Kürtler / Rohat Alakom Türkçülüğün ''ziya''sı, yani ışığı.. Celadet Bedirxan'a göre ''Türkçülüğün peygamberi'' olan Ziya Gökalp'in gençlik dönemlerine, yaydığı ideolojide aktif olduğu dönemlerine ve iyice sertleşip muhakafazakâr bir kimliğe büründüğü dönemlere ışık tutan bu değerli çalışma, Rohat'ın kısa fakat kaynakça
Ziya Gökalp’in Büyük Çilesi Kürtler
Ziya Gökalp’in Büyük Çilesi KürtlerRohat Alakom · Fırat Yayınları · 199212 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Sokrates Savunuyor / A. Turan Oflazoğlu Ksantipe: Ama Sokrat, haksız yere öldürülüyorsun? Sokrates: Ne yani, haklı yere mi öldürülseydim? ''Atina'ya yeni Tanrılar getirmek'' suçlamasıyla yargılanan Sokrates, fikirlerinin arkasında durmuş, bunları inkâr etmesi karşılığında affedilmesi mümkünken, o ardıllarına emsal olacak bir duruş sergileyerek baldıran zehri içip ölüme yürümüştür. Turan Oflazoğlu, Sokrates Savunuyor adlı bu piyes eseriyle Sokrates'i ölüme sürükleyen düşüncelerini perdeye ve yazıya döküyor. Biliriz ki Sokrates'in yaptığı şey, insanlara düşünme ve bunun beraberinde gelen sorgulama becerisini kazandırmaktır. Onun bu faaliyeti zamanın Atina'sında korku sebebi olmuş ve bir uyanışı engellemek için zehir içirilerek idam edilmiştir. Oflazoğlu'nun daha önce de bir piyes eserini okumuş biri olarak, özellikle Sokrates Savunuyor eserinde ne denli özümseyici olduğunu hissettim. Önceki ''Kanunî Süleyman'' piyesinde şiirsel bir dil kullanırken, Sokrates Savunuyor'da yine Sokrates karakterine uyacak şekilde felsefî bir dil kullanmayı bilmiş. Oflazoğlu'nun tarihsel figürleri kullanarak yaptığı bu iş, doğrusu çok başarılı.
Sokrates Savunuyor
Sokrates SavunuyorA. Turan Oflazoğlu · İz Yayıncılık · 200965 okunma
318 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bu Köşedeki Adam / Hrant Dink Hrant Dink Kitapları serisinin 2. kitabı. Dink'in Agos, Birgün ve Yeni Binyıl gazetelerindeki köşe yazılarının derlenip toplanmasıyla oluşan bir eser. Onu ve düşüncülerini daha net bilmek ve tanımak için ideal bir çalışma. Türkiye gibi bir ülkede Ermeni olmanın, hele hele Ermeni bir aydın olmanın zorluğunu hep yaşamış, fakat zerre kadar bir korkuya kapılmadan kendi halkının ve Türkiye halklarının sorunlarını dillendirmiş. Hrant'ın adım adım nasıl ölüme gittiğini bu yazılarından çıkarmak mümkün. Endişelerini, aldığı tehditleri de yazılarına yansıtan Hrant, yine gösterdiği direnci de yansıtmaktan çekinmemiş. Çok değil, daha 100 yıl öncesine kadar Anadolu'nun temel halklarından birileriyken soykırım ve tehcire uğramaları sonucu onbinlere düşmelerine rağmen, ısrarla Anadolu'yu seven, terk etmeyen ve halkların birliğini, kardeşliğini ve eşitliğini savunan Hrant'ın bu tutumu, onu belki de dünya aydınları arasında çok kutsal bir pozisyona getiriyor. Değeri ve haklılığı gün geçtikçe daha da anlaşılacaktır.
Bu Köşedeki Adam
Bu Köşedeki AdamHrant Dink · Hrant Dink Vakfı Yayınları · 200925 okunma
54 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.