Fakat onun gözünde toplumunki, dünyada bulunan tüm onayların tamamından daha değerliydi. Onu elde etmek, Hamilton'a kendi onayının, iç huzurunun en fazlasını sunacaktı. Bu yüzden onu kazanmak için diğer tüm değerleri feda etti.
Getirilince güneş
esmer bir bulutun bölgesinde
düşmesin yüreğine
hüznün bakır çalığına dönen sancısı
güneşi sen çekeceksin buluttan
hayatı sen yeşerteceksin
unutma
Çünkü yaşamak en büyük günah
diyor tanrısal olan ne varsa
Ve ah!
yaşamanın bir izmarit gibi koktuğunu söylüyor oysa bahar kadar anlamlı ve güzel, biliyoruz.
Onlar ki günden bugüne
Bilincin ve özgürlüğün
baş düşmanı kesilmişlerdir
Ne yaratmışsa insan
ne duymuş ne düşünmüşse
insana karşı kullanmayı öğrenmişlerdir
ihanet bile değildir artık bu
düpedüz görevleridir
insana karşı olmak..
Ve onlar
yalnız
sevdalardan korkarlar.
Onlar ki ilk mülkiyetle birlikte
işkenceyi geliştirmekte ustadırlar
Ve ateşin mülkiyeti uğruna
bilinci ve özgürlüğü dağlara kaldırıp
kayalıkları zincirlemişlerdir
ve de her sabah güneşe karşı parçalatmışlardır ciğerlerini bir kartala saltanatları sonsuza dek sürsün diye
Birer kanlı gömlekti günler
yılan dilli bir yangındı tenimizde
sanki nesimi'ydik derimizi yüzüyorlardı.
ama biz hep aynı coşkuyla
yineliyorduk sevdamızı
"yaşasın halklar kahrolsun faşizm!"
Ve tarih
o bilge tavrıyla
yaşanan günlere
"yangın yılları" diye sayfa açıyordu.
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun, Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun.
Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun!
Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri