Tarihin en kesin yasalarından biri de şudur: Lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır.
Son birkaç on yılda hayatı daha rahatlatacağını varsaydığımız sayısız şey icat ettik: Çamaşır makineleri, elektrikli süpürgeler, bulaşık makineleri, telefonlar, cep telefonları, bilgisayarlar, e-posta vs.
Bu icatları yaparken zaman kazanacağımızı düşünüyorduk, ancak aslında günlerimizi daha endişeli ve kaygılı geçirmemize sebep olacak şekilde hayatın hızını normalin on katına çıkartmış olduk.
İnsan, bir zamanlar bize öğretildiği gibi ekonomik anlamda başarı kazanıp refaha ulaşmak için rekabetçi mi olmalıdır, yoksa herkes tarafından sevilen iyi biri mi olmalıdır?
Eğer bir kimse zamanının çoğunu yalnız geçiriyorsa insanlar onun başarısız olduğunu düşünme eğilimindedirler, çünkü akılları yalnız kalmayı seçebileceğini almaz.
“Otorite halkın kendisidir fakat bu halk aslında yalnızca başkalarının kendisinden neler beklediğini öğrenmek için kendi radarını kullanmaya çalışan çok sayıda bireyden oluşmaktadır.”