Etrafımdaki insanların, "Bu kitap çok ağır. Anlamayabilirsin. Yaşına göre değil." tarzı yorumlarına rağmen bu kitapta beni çeken bir şey vardı. Bu tarz kitapları pek beğenmezdim, çabuk sıkılırdım ama Tutunamayanlar bitirmek istemediğim ve bittiğinde hıçkırarak ağladığım bir kitap oldu. Ben hep arkadaşlarıma belli bir karakter tanımlamaya çalışıyordum. Öyle biri vardı içimde ama adını bilmiyordum, sadece hissediyordum. Kitabı okuyunca Selim olduğunu fark ettim. Neler hissettiğini çok iyi anladım ve ona destek olmayı, anlatamadığı dertlerini anlayan olmayı o kadar çok istedim ki.. Uzun zaman süren ağlayamama sendromumu ve içimdeki doluluk hissini bana tam anlamıyla gösterdi Selim. İnsanın psikolojik durumlarını anlatan kitapları çok okudum, inceledim ancak hiçbiri Oğuz Atay kadar iyi anlatamamıştı.
Bu kitabın yorumlarında fark ettiğim bir şey vardı. Herkesin Selim'i kitabı ilk okumalarını rağmen çok iyi tanıması. Çoğu insan dışarıdan normal gözükse de içlerinde birer Selim var. Tıpkı Turgut'ta olduğu gibi.. Bu düşünce beni insanlarla daha farklı anlaşmaya itti ve çoğu insana karşı daha farklı düşünmeye, içlerindeki Selim gözüyle düşünmeye başladım(belki bu kitap sayesinde nice Selimlerin hayatı değişir, kim bilir..)
Her insanın hayatını değiştiren bir kitap, bir film, bir şiir, bir insan, bir söz vardır. O kitap bu olmayabilir ancak her insanın bu kitapta kendinden az da olsa bir şeyler bulabileceğine eminim.
Nice Tutunamayan'ı hayata tekrar bağlayabilmek dileğiyle..