Yol olsa gitmesem. Han olsa kalmasam. Denizler uzansa önümde, kafamı çevirip bakmasam. Dünyayı serseler ayaklarıma , yine de yüz vermesem. Sözlere kanat taksalar , durmadan kanat çırpsalar sözler , bir kere kulak vermesem. Bir kere uzaklaşsam, bir daha kendime gelmesem. Ne kadar saklambaç oyunu varsa hepsini kendi kendimle oynasam. Hem bir yerlere saklasam kendimi hem de her yerde arasam. Hayatın sırlarını sadece kalbime fısıldasam. Bütün gizil ihtimallere boylu boyunca uzansam . Uzanıp oradan gökyüzünün ötelerine baksam. Güneşli havalarda ıslansam iliklerime kadar. Sağanak yağmurlarda kurulansam. Parmak uçlarımla toprağın derinliklerine doğru kök salsam. Yeşersem, boy atsam, filizlenip çiçek açsam. Güzel olsam , güzellik olsam, güzellikten bir hayat oysam. Bir can yerine bin bir can olsam, hiç yaşanmamış yerlerini yaşasam hayatın. Hiç girilmemiş sokaklarına girsem. Hiç ısınılmamış ateşlerde ısıtsam ellerimi. Hiç söylenmemiş şarkılara salıncaklar kursam. Bir doğuya sallansam, bir batıya sallansam. Bir kuzeye uzansam, bir güneye uzansam. Uzanıp bulutlardan minik makaslar alsam. Atlas kumaşlardan otağlar biçsem. Engin maviliklerden avuç avuç içsem. Kana kana içsem. İçe içe kansam. Yalan olsa bile her şey , bu yalana kansam. Her şeyin aslında bir rüya olduğuna inansam. Orada kalsam. Gözlerimi açıp oradan sonsuza uzansam. Gitsem ve gitsem ve gitsem, gittiğim yerden bir daha hiç gelmesem.
Gökhan Özcan