Aşkın adını koydum elma,
Ulaşmaya çalıştığın yerde durma,
Ellerin uzanmasın uzaklara,
Aradığın belki yanında,
Elmaydı bizi bitiren,
Ademden süregelen,
Bir dünyaya hapseden.
Ve şehvetti ağaca uzanan eller,
Masaldı gözlerde biriken heceler.
Yedikçe ortaya çıkan çürüktü aşk.
Hazırdı artık, gidebilirdi. Ama gitmek istediği yer neresiydi? Sahiden gitmek istiyor muydu? Daha güzel yerler var mıydı? Yoksa daha yalancı insanlar mı tanıyacaktı? Durmak ona acı veriyordu. Sevgiyi aramaktan vazgeçtiğinde onlar gibi olmaktan korkuyordu. Tam o sırada boş bir sokakta yırtık kıyafetiyle uykusundan uyanmıştı... Yeniden uyumak istiyordu.