Soru zor!.. Kolay elde edilmiş saadetin nesi kötü diye sordum kendime lakin para açısından da -örnek miras-, gönül ilişkisi açısından da -örnek bir görüşte sevdalanmak- bir fenalığını bulamadım. Hem ızdırap çekmenin nesi iyi olabilir?.. Izdırapla yücelebilir insan ama ne gerek var bunu yaşamaya!..
Sevgili Semih Abi, Sevgili Gizem ve Sevgili Nilgün, merhaba. Hem sizin konuşmanızı okumaktan hem de anılmaktan son derece memnun oldum. Tesadüfe bakın ki -zannederim dün ya da evvelsi gün- bu konuya dair bir diyalog gerçekleştirmiştim. Birlikte konuşup düşündüğümüz değerli arkadaşımla geçen yıl da para, acı ve mutluluk üzerine konuşmuştuk fakat bakış açımızda dikkate değer, çarpıcı bir farklılığı kendi ağzımızla ifade ettik. Bunun sebeplerinden biri de bir süredir hayatına tanıklık ettiğimiz bir insandı sanırım. Yaklaşık 4 aydır tanıdığımız bir arkadaş var. Kendisi Gine ülkesinden çok zor şartlarda göç etmiş ve şu anda ailesinden ayrı olarak bir başka ülkede yaşama mecburiyeti olan bir arkadaş. Çok çetin ve zor bir hayatı olmuş. Biraz bu yüzden, biraz da kendi mizacından ötürü hayatta karşısına çıkan güzelliklere çok duyarlı olduğunu görmek için onu iyice tanımaya bile lüzum yok. Bir de çeşitli araştırmalar hatırlıyorum... Sanırım para konusunda belli bir miktara sahip olmadan rahatı, mutluluğu yakalayamayacağımız ortada. Yine de bu miktarın artışı oranında mutluluğumuz da artmıyor. Dünyanın en sosyal devletlerine, oradaki vatandaşlara baktığımızda intihar ve depresyon oranlarının şaşırtıcı yüksekliğini görebiliyoruz. Sanırım hepimizin ölçülü acılara ve ulaşmak için çabalaması gereken hedeflere ihtiyacı var. Bu noktada gereken şansa ve fırsata sahip olmak da çok önemli diye düşünüyorum.
Merhaba @Umutok35,
Bu kitap epeydir listemde, diğer kitapların arasında tarafımca seçilip okunmayı bekliyor. İlgi alanımdan dolayı da beni çeken özel bir tarafı olduğunu itiraf etmeliyim. Yazarın Nietzsche hakkında başka bir kitabı var, bu metinden sonra onu da okumayı istiyorum.
Bu kitabı okuduğunu öğrenince hakkındaki fikirlerini sormak, düşüncelerini öğrenmek ve fikirlerine göre listemdeki yerinde bir değişiklik yapmak istedim. Beğendiysen, keyif alıyorsan öncelik vereceğim. :)
Ah bu kitabı çok merak ediyorum. Listemde hatta kitaplığımda okunmayı bekleyenler arasında yerini aldı. Beğenirsen ki senin düşüncen benim için oldukça kıymetli, ön sıraya alacağım. Keyifli okumaların olsun ablam.
Müşerref
Ablacığım yorumunu şimdi fark ettim. Bir süredir oldukça hareketli, yoğun ama keyifli bir zamanın içindeyim.
Bu kitap, çok merak ettiğim bir konuda bana hiç tahmin etmediğim kadar genişçe rehberlik eden
Ucube Bedenlerin Fenomenolojisi kitabında karşıma çıkmıştı ilk olarak. Böyle detaylı bir konuda hem terotoloji üzerine ilgimi çeken bir kaynak bulmanın merakıyla, hem de yazarın diğer yapıtlarını incelediğimde karşıma çıkan sonuçtan etkilenmemin verdiği o istekle kitabı listeme eklemiştim. Kitap, "damgalı bireyler" gruplaması altında üçe ayrılan farklı insanlardan ve asıl olarak "normal"in "anormal"le olan gündelik, bilişsel ilişkisini anlatıyor. Goffman öyle detaylı, öyle ustaca gözlemler aktarmış ki her sayfada okuduklarıma şaşırmadan edemedim. Ben, bu detayları fark edip onları satırlara dökmüş bir yazar tanımayı beklemiyordum. Anlattıklarından etkilendiğimi söylemeliyim.
Kitabı okuduğunda fikirlerini benimle paylaşırsan çok sevinirim. Senin o çok değerli fikirlerini ve yorumunu bilmek benim için pek kıymetli çünkü.🌸😘
Felsefe bölümünden bir doktora öğrencisiyle Spinoza ilgim üzerine konuştuğumda, Türkçede bulabileceğim en tutkulu ve en retorik Spinoza incelemesinin bu olduğunu söylemişti. Birkaç yıl önce o hevesle listeme eklediğim bu kitabı, birkaç yıl sonra aynı merakla okuyorum.