Damla Noyan

Kadınlarımız özgürlükten, eşitlikten korkuyorlar. Kara çarşafa bürünüp, kara yazgıya çalan hayatlarını yaşıyorlar. Kadınlarımız bu dünyaya kara kefenle geliyor, öteki dünyaya beyaz kefenle gidiyor. Siyahla beyaz arasında geçen grinin tonu bir hayat yaşıyorlar.
Reklam
"Ebediyen" birçok "şimdi"den oluşur. Emily Dickinson

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Oysa zaman ne ki? Saat denen aletin sürüp giden tıkıntısı mı? Günlerin geceye gecenin güne evrilmesi mi? Gelip geçen mevsimler mi? Ad değiştiren yıllar mı? Hiçbiri olmadığını ancak bu aleme geçince anladım..
Oysa asırlar boyu birbirinizle savaşacağınıza, zamanınızı, enerji ve imkanlarınızı dayanışmaya bilime sanata ayırabilseydiniz huzur içinde yaşıyor olacaktınız. Ölümden sonra var olduğuna inandığınız cennete henüz hayattayken erişecektiniz! Bereketli ovaları, muhteşem ormanları, dağları, bağlarıyla, okyanusları, iç denizleri, gölleri, ırmaklarıyla, hatta çölleri ve buzullarıyla insanlara çeşitli yaşam alanları sunan gezegeninizi tarumar etmeye daha ben hayattayken başlamıştınız. Tehlikeyi görebilen bizler, devletleri yönetenleri ısrarla uyarmaya çalışmıştık.Boşuna uğraşmışız. Olan olmuş! insanlar ölülerden bile medet umar hale gelmiş.
Reklam
Kökü bende bir sarmaşık olmuş dünya sezmekteyim. Mavi masmavi bir ışık ortasında yüzmekteyim. Ahmet Hamdi Tanpınar
Çok bunaldınız mı bir araya gelir kendi aranızda biraz Türkçe konuşur rahatlarsınız. En fenası insanın kendini anlatamaması çünkü.Sonradan öğrendiğim bir dilde kendini ne kadar anlatabilirsin ki? Zaten bence topraktan çok sesi özler insan. Ana dilinin sesini. Dilin senin vatanındır kardeşim, İki kere iki dört!
Meğer Havva abla soluk, uzak bir hayaletten bir adam örmüştü elleriyle. Kırık kaburga kemiğinde can vermişti. Yaratmıştı hem koca, hem baba, hem de bir korkuluk kapıya.
Bana borclanasin da seninle bir yemek daha yiyelim diye öyle demiştim. Neden ? Çünkü sıradan zannettiğin kahverengi gözlerinde sarı noktalar var ve güneş vurduğunda elaya dönüşüyor. Görmek için güneşin yükselmesini beklemem gerek.
Kimi cildirdigimi düşünebilir. Ama gerçek farklıdır. Gerçek, çılgınlık olmadan askin olmayacagidir. Sadece cilgincasina aşık olanlar, bir insanı sevmenin ne demek olduğunu bilir. Ben biliyorum.
Reklam
Eğer birgün hayatıma ihtiyacın olursa gel ve al onu. Cümlenin gücü çocuk zihnimi dağlamışti. Bir insan kendi hayatını sunacak kadar çok seviyordu birisini.
Sevdiğimizin, kadın ve erkek olmaktam öte başka değerler taşıdığına inanmak, onu kadın ve erkek olmaktan daha kıymetli görmek gerekiyor; aşık da olsak bir kadının ya da biri erkeğin boşluğu doldurulabilir birgün ama sevdiğimizin boşluğunu dolduracak başka hiç kimse olmadığına gerçekten inandığımızda, aşkımız bu inançla bütünleştiğinde ve bu inanç gerçek olduğunda, o zaman kendimize değil de sevdiğimize sarılmak her şeye rağmen mümkün olur sanırım.
Tanrı bir anlığına yeryüzüne eğilip usulca üfleyerek hafızamızı silseydi ve biz yaşanmış her şeyi unutarak, iki yabancı gibi yeniden karşılaşsaydık ne olurdu? Birbirimize aldırmadan geçer miydik? Yaşadıklarımızı bir daha yaşamak için birbirimize doğru bir daha yürür müydük?
Uygarlık iletişimdi.ifade edip iletmeyi başaramazsak,uygarlik da sona ererdi. Tik..ve son.
Bir süre boyunca yerde uzanan karanlık şekli izledim ve onu tek başına görsem senin gölgen olup olmadığını anlar mıydım yoksa tanımadan geçer miydim diye düşündüm.
Reklam
bir yıl daha bitiyor düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden bana mı öyle geliyor yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman insan yaşlanırken?
Bu kadar acının bir insan kalbine nasıl sığabildiğine hayret ediyordu.Sanki kalbinin içinde bir kuduz hayvancık vardı.Üzüntü ve acısı bir insan tahammülünün üzerindeydi.
Girdiği kabın şeklini alan su,geçtiği yolların rengini de çalarmiş.
İnsanları süprizlerle delirttiği gibi yine süprizlerle öldüren hayat!
Ah hadi söyle bana,ölünce içimdeki şarkılara ne olacak benim? Onca şarkı,onca melodi,onca ritim? Diyelim ki yarın ben öldüm, şarkılar da ölür mü benimle? Yapma doktor, bir şarkı hiç ölür mü?
Yalnızlık konusunda mantığın da bir yere kadar önemli olduğunu düşünüyorum.Her insanın güçlü olabilme sınırı var ,yalnızlığa gelince herkes kırılır.Yalnizlik kadar güçlü bir şey yok bu dünyada ,seni onarılamayacak kadar kırabilir.