Bir gün geliyor, insan, ölüyor. Evet:
işte bu dehşetli bir hakikattir!
O halde mesele, dünyaya bir duruş göstermektir; dünyaya bir yaşam biçimi önermektir.
"Doğuşlarında dünyada hazırlanmış buldukları ahlak kaideleriyle yaşayan zavallılar ahlaktan bahsediyorlar."
Kitaptaki çoğu kısım beni etkiledi ancak bu cümle hafızama kazındı diyebilirim belki bunun örneğini çok görmüş,duymuş olduğum için belki de böyle olmaktan imtina ettiğim, korktuğum için de olabilir zira insana en kolay gelen şey ,
Kitap kısa ve öz denemeleriyle bu dünya keşmekeşinde kaybolmaya meyyal olan
bizlere bir güzergâh çiziyor.Her deneme ile yeni bir kapı aralayarak ufkumuzun genişlemesine vesile oluyor. 'Büyüsü bozulan bu dünyada' neleri yitirdiğimizi gözler önüne serip farkındalığımızı artırıyor, bizlere hayati dersler de sunuyor.Satırlarıyla ruhumuza sirayet edip iyileştiren bir tesir bırakıyor zira bize güzellikleri ,ahlâki olanı salık veriyor.
Tasavvufi konulara ağırlık verilen kitapta özellikle ölümün aşikâr olduğu , ölüme itibar etmemiz gerektiği buna mukabil bu dünyalık iş olmadığı kıyamet kopsa dahi elimizdeki fidanı dikmemizi öğütleyen Peygamber efendimiz(sas) hatırlatılarak yaşadığımız anı değerlendirmemiz gerektiği talim ediliyor.
Ahmet Murat "İçlerimiz değişince dışlarımız da değişecek" diyerek bizleri hakiki bir muhakeme ve tefekküre davet ediyor.Kitabı bitirdikten sonra tekrar okumak istediğiniz çok bölüm olacağını düşünüyorum iyi okumalar :)
''Dert nerede ise deva oraya gider.
Yoksulluk nerede ise nimet oraya gider.
Soru nerede ise cevap oraya gönderilir.
Gemi nerede ise su oradadır.
Suyu bulmak istiyorsan susuzluğu elde et ki,
sular fışkırmaya başlasın...''
Hayat mücadelesinde her birimiz farklı hikayelere sahibiz; iyi ve kötü günlerimiz oluyor, inişler çıkışlar yaşıyoruz.Mehmet Dinç, şayet kendimize iyi sözler söyleyemeyecek,duyamayacak durumdaysak o zaman güzel insanların sözlerine kulağımızı ve gönlümüzü vermemizi bu sayede ümitsizlik girdabında bogulmayacağımızı talim ediyor.Sözleri ruha şifa oluyor ayrıca psikolog olması da kalemini ayrı bir güzelleştiriyor.
'Bırakma Kendini' yalnızca insanın kendini mutsuz hissettiği dönemde okunmamalı bizatihi yaşarken hayat serüveninde ufkunu açmak için de okunmalı.Ayrıca sadece okuyup geçilmemeli, tefekkür edilip,
hayata tatbik için de gayret edilmeli.
"Sen de uzak ülkelerden dönüyorsun
Ve bana bütün söyleyebildiklerin
Akşam evinin eşiğinde oturmuş
serinleyen birinin aklına gelebilecek düşünceler.
Peki ne anlamı var
öyleyse bunca yolculuğun..."
Her kitap iç dünyamıza bir yolculuk ise okuduğumuz kitapların bizde müspet manada bir değişikliğe vesile olması gerekiyor yoksa ne anlamı var bunca okumanın ?
Okuduklarımızın yolumuzu aydınlatması dileğiyle iyi okumalar.
Kalp denildiği zaman vücudun sol tarafında bulunan yuvarlak et parçası değil, insanın aslı anlaşılır. Yoksa kalpten gaye et parçası ise ondan hayvanda ve ölüde de vardır.