Aslında annemin bedeni birkaç şehir büyüklüğündedir. Bizim mazimizi taşıyor. Onun bedeninin içinde 20 yaşındaki annemi elindeki hortumla bahçeye sularken, 30 yaşındaki annemi bizi terk eden babamın gömleklerini ağlayarak makasla keserken, 40 yaşındaki annemi abime "Gidemezsin İsviçre'ye" diye bağırırken görüyorum. Vücudu tıka basa anılarla dolu. Ffakat anneme dışarıdan bakan kişi onu minnacık bir ihtiyar olarak görür. Kaybolacak kadar ufak.