Serkan Türk'ten harikulade bir postmodern bir metin. Çünkü Ausgang daha çok postmodern edebiyatın ilk dönemlerindeki anlatım tarzına yakın. Metin içinde oyun söz konusu. Sen ve ben anlatıcı tarzını görüyoruz bu güzide yapıtta. Yazar, bu romanda bazı dönemlerde cereyan eden, toplumsal hafızamızda yer edinen olayları ince ince işlemiş. Çok beğendim. Kalemine sağlık
Uzun zamandır okuduğum kitaplardan çok farklı, yeni bir tat ve yeni bir hazdı bu kitap. Bir insanın kendini tanımaya çalışırken kendisini kendisine anlatırken bu kadar farklı karekterlere dönüşebileceğini hiç düşünmezdim. İnanılmaz bir anlatım. Kişinin kendisini tanıması anlatması böyle bir şey olsa gerek zira şimdiye kadar kendimi kendime hiç anlatamamışım…
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,2bin okunma
Buf-i kur harikulade bir yapıt. Romanın yazıldığı dönemin şartları, içine doğduğu toplumun düşünce yapısı ekseninde değerlendirilirse daha anlaşılır kılıyor Sadık Hidayet'i. Sadık abi, onulmaz boşluğu, hiçliği, ikilemde kaldığı karamsarlığı o kadar güzel işlemiş ki cümlelerinde. Kitabın inceliği ciltlerce yoruma açık bir yoğunlukta.
*Hacı Ağa
*Diri Gömülen
*Hidayetname kitaplarını da okumanı tavsiye ederim. Keyifli okumalar 🙋♂️
En normal cinsel süreçte bile, gelişimi, sapiklik olarak tanimlanan bozukluga göturen bir öge vardır. Yani cinsel nesne yönünde (çiftleşme yolunda) belli aracı ilişkiler vardır. Cinsel nesneye dokunma, bakma, geçici cinsel erek alınması gibi.
Bu, bir yandan arzuyla baglantılıdır. Öte yandan, cinsel erege ulasana değin sürecek heyecanı yükseltir. Bu temasların bir tanesi, dudak mukozasının teması, öpüşme olarak, halkların "çogunda (yüksek düzeyde uygarlaşmış olanlar dahil) yüksek cinsel deger kazanmistir.
Halbuki, söz konusu organ, cinsellik organı degildir. Sindirim kanalının girişini biçimler.
Adamın yorumları öyle noktalara çekiştiriliyo ki bazen. Mezarında ters dönse yeridir.
Mesela rüya yorumları için dik nesneleri üreme organı olarak yorumluyor genel olarak. Bir keresinde konferans vermek için bir salona ağzına puro ile giriyor. Tüm salon kahkahalar atıyor. Freud ise "bir puro, bazen sadece bir purodur". Deyip alaşağı etti tüm salonu. Demem o ki başımıza gelen her olaydan alt bir anlam çıkartmamıza gerek yok, hayat komplike değildir ki.
Şimdi de savunmanız Sokrates'i ters çevirdi mezarında 🤭😄
Şaka bir yana elbette okuyucu olarak eleştiri yapmak en doğal hakkımız ama Freudyen bakış açısına sahip olmamız için Freud'a yaraşır tavır, hal, düşünce sistemi, is, olus, harekete dair okumalara sahip olmak gerekiyor. 😇
Soluksuz okuduğum harika bir yazı olmuş yine. Her zamanki gibi kelimeleri duyguları anlatması için iyi seçiyorsun. Bence bunu iyi yaptığın için okur, her satırda daha çok hissediyor yazılanları. Kalemine sağlık öncelikle. Sıkılmadan severek okudum hatta okurken mini bir hikaye okudum gibi hissettim. Öykünmeci tavır hoşuma gitti.
Olayın yaşanmışlıklarla ilgili olması insanı ister istemez empati kurup yazılanlardan ders çıkarmasına sebep oluyor aynı zamanda. Satırların vurgulayan yerlerinde size denk gelmek ayrıca hoş. Tekrardan kaleminize sağlık efendim. 👏👏👏
Adam Phillips''in Metis yayınlarından çıkan kitabı.
Tercih ettiklerimizin yanı sıra kaçırdığımız diğer kısmı sorguluyor.
Daha ilk sayfalarda şöyle bir cümleyle uçabiliyoruz:
yaşamınızı bulmak için önce onu kaybetmelisiniz.
Uçurtma uçar sözlüğümden
Geri gelmeyecek bir kuş
Yaşanmamış kırıntılar
Sadece bir düş
Zaman düşer ellerimden yere
Oradan tahtaboşa
Saatler çalışır izinsiz hep bir sonraya
Ve sen, ben değirmenlere karşı bile bile birer yitik savaşçı
Akarız dereler gibi denizlere
Belki de en güzeli böyle
👇👇👇
youtu.be/hVtShuZ6I_0