Efendiler! Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim...
İstikbal, anahtarı zaman olan, kapalı bir kutuydu. Ve analar babalar ne kadar yırtınırlarsa yırtınsınlar, kader kendi ağlarını örüyor, çocuk kendi bildiğini okuyordu. İnsanoğlu, alın yazısının dışına taşamıyordu.
Yurtsuz kaldıklarını ve esir düştüklerini zannettikleri bir anda, yepyeni bir felsefeyle, küllerinden yeniden doğmuştu Türkler. Bir mucize gerçekleştirmişlerdi. Kendileri için çizdikleri sınırların içinde kalan toprağa, inatla sahip çıkmışlardı. Üstelik ülkelerini işgal eden Batı devletlerinden hiç de geride olmadıklarını ispat için, devrimler gerçekleştiriyorlardı. Biliyorlardı ki, Batı ile başa çıkmak için, Batılılar gibi olmak hatta onları aşmak gerekiyordu.