Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Oğuzhan

Emre Oğuzhan
@Emre_Oguzhan
Öğrenci
Kayseri
4 Mart 2005
10 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
Ama Düşler Lordu Sonsuzlardan biriydi, Tanrı değildi (tanrılar ölür onlara inanan kalmadığında, oysa son tanrı da Ölüm Diyarının ötesine geçip yokluğa karıştığında Sonsuzlar hâlâ burada olacak) ve Yakutu imha etmek yaratıcıyı yok etmedi.
Reklam
- Selam, bayan. Beklerken bir kahve alayım lütfen. - Tabii, tatlım. Elli sent. - Eee? Ne bekliyorsun bakalım? - Her zamankini işte. Dünyanın sonunu.
"Neden kötülüğü sadece insanların yapabileceğini söylediğinizi anladım. Köpekbalıkları bile masum aslında; öldürmek zorunda oldukları için öldürüyorlar," dedi, "işte bu yüzden başka hiçbir şey bize karşı duramaz. Dünyada sadece tek bir şey kötü yürekli bir insana karşı durabilir. O da başka bir insandır. Ayıbımızda yatar şerefimiz. Sadece bizim ruhumuz, kötülüğe açık olan ruhumuz, onu yenmeye muktedirdir."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ölüm ve yaşam aynı şeydir aynı bir elin iki yüzü gibi, avucun içi ve elin tersi gibi. Ama yine de avuç içi ile elin tersi aynı şey değildir... Ne ayrılabilirler ne de birleştirilebilirler.
"Yapılan bir eylemin, öyle gençlerin zannettikleri gibi, insanın bir taşı yerden alıp fırlatmasından, o taşın bir yere çarpması veya sıyırıp geçmesinden, böylece de bu işin bitmiş olmasından ibaret olmadığını görebiliyor musun Arren?" dedi, "Taş yerden kaldırıldığında, yer hafifler; onu tutan el de ağırlaşır. Fırlatıldığında, yıldızların dolanımları tepki verir ve vurduğu veya düştüğü yerde evren değişmiş olur.
Reklam
"Büyük kararlar almak zorunda olduğunda çok dikkatli yap seçimini Arren, Gençken varlıksal yaşam ile eylemsel yaşam arasında bir seçim yapmam gerekti. Ben de ikincisinin üzerine balıklama atladım. Fakat insanın yaptığı her iş, her eylem, kendisine ve sonuçlarına bağlıyor insanı, tekrar tekrar harekete geçmesine neden oluyor. Sonra, iki eylem arasında durup da yalnızca var olabileceği bir boşluğa, şimdiki gibi bir ana çok nadiren rastlayabiliyor insan. Ya da her şey bir yana, kim olduğunu düşünebileceği bir ana.. "
Öğrenmeye başladığı şey aslında özgürlüğün yüküydü. Özgürlük ağır bir yüktür, ruhun yüklenmesi gereken büyük ve garip bir sorumluluk. Kolay değildir. Verilen bir armağan değil, yapılan bir seçimdir; bu seçim de zor bir seçim olabilir. Yol, yukarıya, ışığa doğru çıkar; ama yüklü yolcu oraya hiçbir zaman yaramayabilir.
Sayfa 148Kitabı okudu
Birisine size ne yapmanız gerektiğini söylemesi için para ödüyorsanız, kaybettiniz demektir. Bu psikiyatrınızı, psikologunuzu, borsacınızı, sanat tarihi öğretmeninizi ve vesairenizi de kapsar. Bozgun sonrasında güç toplamak kadar öğretici bir şey daha yoktur. Ama çoğu insan korkularına yenilir. Başarısızlıktan o denli korkarlar ki başarısız olurlar. Fazlası ile koşullanmışlardır, birinin onlara ne yapması gerektiğini söylemesine alışkındırlar. Aile ile başlar, okul ve iş hayatında sürer.
Eline alıp görmedikçe inanamıyorsan, işte bu, acınılması gereken bir ruhun işaretidir. Eğer yüreğine güvenmiyorsan, bu dünyada ne tür bir gerçeklik bulabilirsin? Gerçekten de kişi görebilir ama inanmayabilir. - Bu hiç görmemekle aynı şey değil mi? - Öyleyse her şey sahte bir rüya, öyle mi? Gerçekliğin onayı güvenden gelir ve güven kişinin kalbindeki sevgiden kaynaklanır.
Reklam
Tartışmayı sevmem. Tartışmalar, sizin gibi üstünlük elde etmek isteyen insanlar içindir. Çocuk değiliz. Mavi damarlarımız çıkana kadar soyut teoriler hakkında hararetle tartışsak bile bu yalnızca kendi teorilerimize daha da yürekten bağlı kalmamızla sonuçlanır. Tartışmak anlamsız.
Yalan gerçeğe böylesine benzerse kim gerçek mutluluğa yürekten inanabilir ki? Kendimi bir uçurumun kenarında yürüyor gibi hissediyorum. Sanki binlerce insan toplanmış, beni aşağıya çekmeye çalışıyor.
Sayfa 116
İyiliğe karşı iyilik adalettir. İyiliğe karşı kötülük cinayettir. Kötülüğe karşı iyilik, bağış ve iyiliktir ve insanlığın en yüksek derecesidir.
Tanrı bana dedi ki: "Neden?" Neden bu kadar acıya sebep oldun? Her birinizin kutsal, eşsiz bir kar tanesi olduğunu anlayamadın mı? Eşi bulunmaz eşsizlikte, eşsizin de eşsizi bir kar tanesi olduğunu göremedin mi? Hepinizin sevginin tezahürleri olduğunu anlayamıyor musun? Karşımda oturmuş, bir not defterine bir şeyler karalayan Tanrı'ya baktım. Ama Tanrı bu meselede tamamen yanılmaktaydı. Bizler eşsiz değiliz. Süprüntü ya da pislik de değiliz. Biz sadece biziz. Biz sadece biziz ve hayatta başımıza gelenlerin bir nedeni yok. Tanrı diyor ki: "Hayır, bu doğru değil." Peki. Öyle olsun. Neyse ne. Tanrı'ya akıl öğretmek bana kalmadı ya.
Sayfa 221Kitabı okudu
Ne kadar derine yuvarlanırsan, o kadar yükseğe uçarsın. Ne kadar uzağa kaçarsan, Tanrı seni o kadar yanında ister. "Hayırsız oğul evini terk etmemiş olsaydı" diyor tamirci çocuk, "besili buzağı hâlâ hayatta olurdu." Kumsaldaki kum taneleri kadar, gökteki yıldızlar kadar büyük bir kalabalığın parçası olmakla yetinemezsin.
Sayfa 154Kitabı okudu