Her insanın çocukluğunda unutamadığı anıları vardır.Kaç yaşına gelmiş olursa olsun,gölge gibi izler onu yaşamı boyunca....
Bazen derinlere atar anılarını hatırlamak istemez,hayatına devam etmek ister, bazen de hiç olmadık zamanlarda o anılar vücut bulur bir anda su yüzüne çıkar ve kısa süreliğini sizi etkisi altına alır...
Öyle değil
Çağdaş Dünya Edebiyatıyla geldim ayağımın tozuyla.
Savaş sonrası yetim bir hizmetçi kızın hayatına ortak oluyoruz.Yaşadıklarını duygu ve düşüncelerini,kırgınlıklarını anlatırken ona ortak olmamızı istiyor belki de ona hak vermemizi kimbilir.
Takdir eden olmuş mu hayatında bilinmez ama yapayalnız bir hayatta takdir edilmeyi bile okullarından bekleyen çiçeği burnunda bir yazar oo...
Evet hizmetçiyken kitaplara karşı olan ilgisi onu yazmaya sürüklemiş.Yalnızlığını sadece okuyarak ve yazarak gidermiş.
Özgürlüğümdü benim.Başka bir özgürlüğüm de hayatımı okurken karşılaşacaksınız zaten.
Ve bu olay bana neydim ne oldum dedirten cinsten bir olay.
Annemi hiç tanımadım ki kutsal pazarını yaşayayım.Bu kutsal pazar benim hayatımda çok önemli bir yere sahip onu da belirtmek isterim.
Joseph Conrad Okuyun efendim ben onun kitaplarıyla kendimi geliştirdim çünkü.
Ve son olarak Orkideleri hep sevmişimdir bana asilliği saf aşkı anlatır çünkü.
Orkideler gibi olsun ömrünüz.
İnsan olarak olumsuz yönlerimizle yüzleşmek çoğu zaman zor gelebilir.Bildiğimiz ve gerilere attığımız bu yönlerimiz bazen hayatımıza giren bir insanla,bazen de kendi kendimize yaptığımız muhasebe sonucunda su yüzüne çıkar.
İyi ve olumsuz yönlerine objektif bakan özeleştiri yapan insanları her zaman önemsemiş ve olgun bulmuşumdur.Bilirim ki o insan
Bir Japon Edebiyatı ile geldim bu kez uçak hızıyla.Hem de ne hız,bir gün de bir bakmışım göz açıp kapayıncaya kadar bitmiş.
Fevkaledenin fevkinde öyle mi diyorlardı tıpkısının aynısı...
İtiraf edeyim ki ilk kez yorumları okumadan,kitabı ve yazarı araştırmadan siparişini verdiğim bir eser.Beni cezbeden,hayatımda tutuklu kaldığım iki şeyin bir yerde birleşmesiydi.Kedi ve kitap...
İyi ki de bu kitabı almış okumuş ve keşfetmişim diyorum tüm samimiyetliliğimle.
Kitaplarla ilgili sırları,kitapların önemini,insana kattıklarını, kedinin dilinden okuyoruz büyük keyifle.Üç labirentte karşımıza çıkan eleştirilere şahit oluyoruz.
Ve kitapta ki ölen bilge dedenin torununa kitapevinde söylediği bir sözle bitirmek istiyorum.
"Kitap okumak dağa tırmanmak gibidir.Dağın zirvesinden manzarayı izlemek,kitaptan alınan hazdır."
On yaş üstü kitap okumayı sevmeyen çocuklarınıza okutmanızı öneririm.Mutlaka faydası olacaktır.
Kitaplar sizden gitmesin.Hayvan sevginiz içinizden eksilmesin aksine her geçen gün kat kat çoğalsın.