"Bir gün herkes bir yerlerden ayrılacak; ailesinden, okulundan, memleketinden, arkadaşlarından, işinden, bir sevdiğinden veya sevdiklerinden ve nihayetinde bir gün dünyadan. Siz ayrıldığınız her yere daha önce görülmemiş güzellikler bırakmaya çalışın."
Kadere meydan okumanın çok çeşitli yolları vardır ve neredeyse hepsi boşunadır ve en kötüsünün olacağını düşünmeye mecbur kalırken en iyisinin olacağına inanmak ise bu yolların en sıradanlarındandır.
Bir Afrika kabilesinde şöyle bir söz vardır: "Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar." Yani bugün dünyayı yakanlar, aslında zamanında ihtiyacı olan sevgi alamayan çocuklardır. Başka bir şey değil...
gelsen şu olurdu:
evim dünya olurdu
incelik dil bulurdu
saygı çocuklaşırdı
beden murat kesilirdi
kalabalık çiçek açardı
pişmanlık utanırdı
eşyalara su yürürdü
acı değer kazanırdı
ölüm sahipsiz kalırdı
güzel anı olurdu
aşka yakışırdı
şiir usulca susardı
yaşamak büyür büyürdü
kırgınken uyumaya çalışmak işkencelerin en büyüğü. ne aldığın nefes iyi geliyor ne de gözlerini yumduğunda gördüğün karanlık. ölsen ölünmüyor, yaşasan yaşanmıyor.
"Şimdi konuşmuyorum, seneler sonra da konuşmayacağım. Hiçbir zaman karşılarına geçip intikam almayacağım. Düştüklerinde iyi olmuş bile demeyeceğim. Benim kelimelerim sesimden çıkıp kimseye çarpmayacak. Keşke bunun anlamını biraz olsun bilseydiniz."