Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jean Valjean

Jean Valjean
@Funghuu
Türkçe Öğretmeni
Lisans
Ayvalık
1 Ocak 1987
374 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Reklam
Ya devlet başa ya kuzgun leşe dünyası bu. Kaplanın sırtındayken her buyruğuna uyan o büyük güce egemensin, güçlüsün, mutlusun; ne var ki sırtından indiğin anda o kaplan seni pençesine düşmüş zavallı bir gazal gibi parçalar, hiç du- raksamaz. Kaplanla birlikte yaşamanın tek koşulu onun efendisi olmaktır; ya efendisindir ya da kurban.
Yıldızlar; insanın, bütün insanların, insanlığın hayatının tanıkları. Ne kadar uzak, o kadar yakın. Narin, sır dolu. Dünyanın ve insanın üstüne serptikleri ışıklarıyla, dünyaya ve insana bahşettikleri huzurla yıldızlar. Işıkları umudun ta kendisi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Aşk, aşkın sıcak duygusu bir sığınaktır, kaçıştır, yüreği yaralı olanların, yüreği yanmış olanların, yolunu kaybetmişlerin ve yolcuların güzel düşüdür."
Tutsaklar, korkaklar, köleler, korku dolu çarkın dişlileri yeni bir adım atamazlar, yeni şeyler yaratamazlar. Kendilerini korku, utanç ve kural prangalarından, zincirlerinden kurtaramazlar. Ameli olmayan emele ulaşamaz..."
Reklam
"Hayat için, yaşamak için adım atmalı. Yenileşmek, değişmek ve onurlu bir hayat için yeni adımlar, yeni hareketler lazım. Biraz güç, biraz gayret, biraz cesaret lazım.
"Farklı düşünceler, inançlar, farklı dinler, mezhepler, farklı diller ve kimlikler yüzünden başka insanlara düşmanlık etmemeliyiz... insan bir kimlikle, bir dinle, bir dille gelir dünyaya ve onunla yaşar. İnsanın ne suçu günahı var bunda?"
Aşk nedir? Nefret nedir? Gece ve gündüz nedir? Karanlık ve aydınlık nedir? Biri olmadan öbürü var olabilir mi? Sana bir şey söyleyeyim mi; nefret ile aşk, gece ile gündüz, karanlık ile aydınlık ikizdir.
Ölüm karın içinde pek sinsi olur, uyku giysisine bürünüp kandınr seni...
Reklam
Dünya mı keder dolu, yoksa yüregindeki korku ve keder mi dünyayı kederle dolduruyor?
Her konuda aynı olmanın mümkün olmadığını gördü. Ama önemi yoktu, hayat da aynılık ve farklılık arasında gidip gelen bir salıncak değil miydi zaten? Dünyanın düzeni de bu ilkeye göre sürmüyor muydu?
"incil Matthew'nun 6. bölümünün 22 ve 23. kısmında bir şey yazıyor; ama bu doğru, isteyenler gidip kontrol edebilir. O yüzden sen bunu 'deli' değil de, 'gerçek' kısmına yaz. Orada diyor ki: 'Gözünüz bedeninizin lambasıdır. Bu yüzden, bakışınız berraksa, tüm bedeniniz de ışıkla dolu olacaktır: Şimdi, bu 22 idi. Bir de 23 var: 'Bakışınız bulanıksa, tüm bedeniniz de karanlıkta dolu olacaktır. Ama eğer içinizdeki ışık zaten karanlığın kendisi ise, o zaman o karanlık ne yüce bir karanlıktır!' "
Doğruların arasına sıkıştırılmış yanlışlar ve yanlışların arasına sıkıştırılmış doğrular ne olacak?
Çünkü aşk, canlıdır. Onun varlığını bilenler, bir odaya girdiklerinde içerideki insanları birer birer tanıdıkları gibi, onu da hemen tanırlar. Ellerini yüzlerini cisimlerini bilmediğin yaratıklardan bahsediyorsun sen bazen; aşkın eti budu hepsinden daha soyut, ama bu hepsinden daha barizdir. Dokunursun, tutamazsın. Yaslanırsın, dayanamazsın. Hep kayıp gitmek gibi, gidip gidip varmamak gibi; sabun gibi.
1.102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.