Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar.
Aslında bu kitabın bana göre 2 tane mesaji vardır: birincisi insanların korkunç denebilecek hatalar yapmasının sebebi her ne kadar daha çok talihsizlikler olsa da aşırı güven ortamı da insanı korkunç hatalara sürükleyebilir. Bu biraz da aşırı güven ortamının verdiği durağanlığa karşı bir heyecan, macera yaşama isteğindendir.
Çıkarılabilecek ikinci mesaj ise suç ve ceza arasında geçen sürenin aslında suçlu için en büyük ceza olduğudur. En ağır cezayı alan mahkum bile belirsizliği atlattığı için rahatlar. Sonu iyi veya kötü artık gerilimden kurtulmuştur. Ya hayatı ya da ölümü yaşamak onun için artık özgürleşmektir. Oysa korku ile yaşamak aşılamayan bir tutsaklıktır.
"Korku, cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir; ağır da olsa, hafif de... Hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir."
"Fırtına ve bunaltıcı sıcak kadar havanın durgunluğu da insanı rahatsız edebilir; aynı şekilde anlamlı bir mutluluk da talihsizlik kadar kışkırtıcı olabilir ve isteksizlik çeken pek çok kadın için umutsuzluğun getirdiği sürekli bir doyumsuzluktan daha tekinsizdir. Tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir. İrine'de macera merakını uyandıran da hayatının tehlikesiz ve güvenliği oluşuydu. "
O kadar kan davası var ki bizde kuzen ve düşman sesteş kelimelerdir.
...
Bizde teşekkür ederim az kullanılır çünkü kötülük unutulmadigi gibi iyilik de unutulmaz. Vakti geldiğinde fazlasıyla iyiliğe de karşılık verilir.
Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Bir insanı öldürdüğün zaman bir yaşamı çalmış olursun, karısının elinden bir kocayı çocuklarından bir babayı almış olursun; yalan söylediğinde birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın; hile yaptığın birini aldattığın zaman, doğruluğu haklılığı çalmış olursun.