Eleme, kedere, hatta sevince bir sınır tayin etmek... Bunu, yalnız sehirlerde olur bilirdim. Meğer insan, köylerde, dağ başlarında ve mağara kovuklarında da samimi olmak, içinden geldigi gibi, içinden geldigi kadar gülüp ağlamak hürriyetine sahip değilmiş.