Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler.Dünyadaki bütün felaketlerin,uygunsuzlukların,bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir.İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır .
Pazarı uzatmak,hatta durdurmak için daha yavaş mı olmak yoksa o tek güne hayatın sunduğu her tadı sığdırmak için daha mı hızlı davranmak gerekirdi bilinmez.
Ama bilmiyordu ki vücudun ruha ihanet etmediği anlar pek azdır.Ne çok ister insan büyük kederlerin ardından ölüp gitmeyi de,başarmaz.Ruh,başına kara bir hale takarak yükselmek için çırpınır ama vücut dünyalıdır;yer,içer,yaşar.
Sızlanmak istediğimizde anlaşılmadığımızı söyleriz de “anlatım gücümüzün “her şeyi iletmeğe yetmesi gerektiği yollu sarsılmaz bir inançla işe girişiriz bir şeyler anlatmağa niyetlendiğimiz zaman…
Hayatı küçüktü,dardı ama kendi elindeydi. İçli dışlı olunca insanlar hayatını elinden alıyorlardı. O zamandan beri uzak durmaya çalışıyordu insanlardan.