Sanki bin katlı bir apartmanın çatısından aşağı bırakmışım kendimi,
düşerken pencerelerden insanların hayatlarını izliyormuşum da,
senin pencerenden geçerken atladığıma pişman olmuşum..
Kadınları oldukları gibi kabul
ediyordum, aşk ise zor ve nadiren geliyordu. İnsan sonunda aşkı geri püskürmekten yoruluyor, izin veriyordu, çünkü aşkın da bir yere gitmeye ihtiyacı vardı.