Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hande Uluçınar

Bazen olmadık yerlerde görüyorum onu. Öyle bir bakıyor ki içimde civcivler zıplamaya başlıyor. Sarılayım mı biraz diyorum gülümsüyor. Sonra kaybolup gidiyor işte. Hayal görmenin en kötü tarafı dokunma isteğini karşılayamamaları. Çünkü üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin mutlu görüntülere rastlamak halen mümkün. Ölülerin en kötü huyuysa konuşmamaları. Allah keşke diyorum hiç olmazsa bu kadarını ayarlasaydı. Babaların sesi çok özleniyor.
Reklam
Unutuyor insan tabi… insan herşeyi unutuyor. Daha önce hiç kimsenin ölümünü görmemiş canının bazı parçalarını gömmemiş gibi unutup gidiyor.
Dünyanın sonundan başka hiç bir şey dünyanın sonu değildir. Bu bilginin kesin olmasına bayılıyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendimize bir ben hapishanesi yaratmışız bir türlü tahliye olamıyoruz Osman.
Büyük hayallerle çok zaman kaybettik artık basit şeylerin zamanıdır Osman.
Reklam
Yaşamın kıymetini ölülerden iyi anlatanı arasan bulamazsın.
Yaşlanmak mütemadi bir kaybediş ve sanırım ancak bunu kabul edebilenler tadını çıkarmanın yolunu bulabiliyor.
Ortalıkta çok fazla duygu var dikkatli olmamız lazım çok dikkatli olmamız lazım Osman.
Reklam
Bıraktığımız izlerin çoğalması (fotoğraf, video vs) zamanın geçtiği hissini bertaraf ediyordu.
Bütün kavramların birbirine geçmesiyle, insanın kendisi için bir cümle bulması, içinden söylediğinde yaşamasına yardımcı olan o cümleyi bulması gitgide zorlaşıyordu.
Herşeyi ifrat halinde yaşıyorduk, haberler, malûmatlar, uzman görüşleri…Hayatı ve duyguları sözcüklere dökme araçlarından geçilmiyordu, “bağımlılık”, “travma sonrası”, “yas süreci”. Depresyon, alkolizm, cinsel soğukluk, anoreksiya, mutsuz çocukluk, hiçbir şey boşuna yaşanmış değildi artık. Deneyimlerin ve fantezilerin anlatılıp paylaşılması vicdanları ve bilinçleri hoşnut ediyordu. Kolektif içe bakış, kendini söze dökme modelleri sunuyordu. Kolektif bilgi haznesi genişliyordu.
Şeylerin zamanının istilasıyla sürükleniyorduk. Bir şeyi bekleme ile onun ortaya çıkışı, yoksunluk ile elde etme arasındaki uzun süredir tutturulan denge bozulmuştu.
Va yaşlanmıyorduk. Çevremizdeki hiçbir şey yaşlanacak kadar uzun ömürlü değildi, son sürat yenileriyle değiştiriliyor, yenileniyordu. Hafızanın yaşamın belli anlarıyla eşleşecek zamanı olmuyordu.
803 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.