Sonunu beğenmediğiniz, sonu için bir kitaptan nefret ettiğiniz hatta elinize kalem alıp o sonu karaladığınız oldu mu hiç?
Enigma’da bunları hisseden bir adam var : Joaquim. Kendi kendine bir isim de takıyor rahatsızlığına: Enigma Sendromu.
Sonrasında üç kişi daha çıkıyor yoluna: Naoki, Zoe ve Ricardo. Onlar, Yatak Odası Filozofları. Edebiyata olan tutkuları bir arada tutuyor onları. Ve başlangıçların her daim içinde son da barındırdığını biliyorlar…
.
Antony Casas Ros, dört karakteri ayrı ayrı konuşturuyor, toparlıyor, yollarını hatta kaderlerini birleştiriyor. Sonunu beğenmedikleri kült eserlerin son sayfalarını değiştirme fikri doğuyor.
Güzel ve merak uyandırıcı bir konuyla başlayan Enigma benim için bazı gereksiz uzatma ve konudan sapmalar da barındırıyordu. Ya da şöyle söyleyeyim: işin dönüştüğü renk bana uygun değildi. Dört karakter de kimi yerlerde kurmaca-gerçek ikilemi yaşattı. Sonu mu? İşte yazarın kitapla ilgili sevdiğim detayı da buradaydı..
.
Yazarın kitaplığımda olan diğer bir kitabını da okuyacağım: Almodovar Teoremi.
.
Işık Ergüden çevirisi, Savaş Çekiç kapak tasarımıyla ~