Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

eskimeyenpalto

108 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Hayatta canlı kanlı gördüğüm en sıkı okurun "ikinci kez okunmayacak" kitapları içinden edinip okudum bu kitabı. "Beğendim ama muhafaza etmeme gerek yok"ları arasındaydı. Oysa isminden midir bilmem, onu okuyasım vardı çok, ne Bukowsi'nin övgülerini, ne de Fante'yi bilmiyordum üstelik. Kısacık bir kitap. Süslü püslü falan da değil. Umutsuzluk için tüm koşulların var olduğu yoksul bir ortamda bir umuda bağlanma meselesi. Velhasıl konu da öyle alışılmamış bir konu değil. Fakat alışılmışın ötesinde bir şey buldum kitapta: berbat yılın, berbattan öte yoksulluğun, aileye hatta Tanrıya güvensizliğin, hoşnutsuzluğun dibinde öyle ballandıra ballandıra acı eklemeden bu kadar yalın anlatılabilirdi her şey. Umut bu kadar baskın ve bu kadar vazgeçmeden canlı tutulabilirdi. Yoksulluğun getirdikleriyle hayallere tavizi olmayan babayla yaşanan sıradan çatışmadan, zengin kız fakir oğlan imkansız aşkından bahsederken bile tasarrufluydu yazar. Öyle ağlak bir kıvamı olmadı hiç. Bunu beğendim. Bir de meğer Fante'nin tarzıymış, sonu yok kitabın. Sonuç, keyif aldım, boğulmadan bir çırpıda okudum. Tekrar okur muyum? Kitabın sahibi elbette yine haklıydı, iyi anacağım fakat tekrar okuma gereği duymayacağım kitaplardan...
1933 Berbat Bir Yıldı
1933 Berbat Bir YıldıJohn Fante · Parantez Yayınları · 2015538 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İntihar başlı başına ilgi çeken bir mesele iken, intiharın her türüne hizmete mahsus bir intihar dükkanı ilginizi çekmekten öte sizi içine çekiyor. İsminden kapağına bir ilgiyle başladım kitaba. Yazarın intihar müşterilerine hizmet edecek ürünleri en ince ayrıntısına kadar düşünebilmesine ve resmedebilmesine olan şaşkınlığım, karikatürist olduğunu öğrenmemle dindi. Kitabın merkezindeki ailenin intihara endeksli yaşamı ilginç olsa da, kasvetiyle boğdu beni. Alan'ı ayrı tutuyorum tabii. Alan olmasa nefes alacak yer yoktu. İlk başlarda en ufak detayına kadar yaşama kesin olarak son verecek tüm imkanın önünüze serilmesi, intihar girişiminde başarısızlık ihtimalinin kabul edilemeyişi, üstelik bir ekmek teknesi olarak intihar dükkanının kusursuz hizmet verme hassasiyeti bambaşka bir pencere açıyor önünüzde. Fakat ilerledikçe bende yarattığı duygu çirkin bir çıplaklıkla sürekli yüzleşmenin verdiği rahatsızlığa dönüştü. Kimi zaman "neden başladım bu kitaba?" diye kendime eziyet ettiysem de, yarım bırakmadım. Ki zaten sonunda işler değişiverdi. Sonuç: Farklı buldum. Beğenmedim diyemem. Sürekli bir beğeni ile okudum da diyemem.
İntihar Dükkanı
İntihar DükkanıJean Teule · Sel Yayıncılık · 20207,3bin okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Kitabın ilk incelemesini yazmak bana nasip oldu. Okuyacak olanlar benden daha şanslı, zira ben o dolu dolu 272 sayfanın nasıl bir çırpıda bittiğini anlayamadım. Daha ilk sayfada akışa kapılacağımı anlamıştım, sonrasında olay örgüsünün yanında, yazarın her kahramanla ayrı ayrı tanıştırma tarzı içine çekiverdi kitabın. Karakterleri öyle anlatmış
Kitabü'l Pinhan
Kitabü'l PinhanMehmet Ali Arslanbaba · Divan Kitap · 20233 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
288 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı "alanında bir başyapıt" söylemleriyle tavsiye ve hediye etmişti bir yakınım. Daha ismine bakıp sürekli olarak "iyi düşün iyi olsun, bilinçaltında var ettiklerin yaşadıklarına dönüşür, kötü düşünme çekersin" ve sair kabulleri okuyacağımı düşünerek mesafeli olduğumu söyleyebilirim. Mesafem çekim yasasına falan değil, okuma hazzı anlamında bu gibi kitaplara kişisel yaklaşımımdandır. Hele ki gündelik koşturmanın beni azat ettiği tek yer olan metroda kırkbeş dakikalık yolculuğumda beni kendini çekmezse kitap, bu mesafe derinleşiyor. Evinde, koltuğunda, yatağında kahvesini yudumlarken dilediğince kitap okuyabilme şansı bulamayanlar anlayacaktır beni. Okurken, kimi zaman bilimsel gerçeklerden bahseden bir ders kitabı, kimi zamansa rivayetleri referans göstermekle yetinen bir ikna aracı gibi hissettim. Kitabın çoğu yerinde bu iki zıt düşüncem birbirini kovaladı durdu. Haliyle kimi zaman saygı duyarak kimi zaman "tamam tamam inanıyorum öyledir" lakaytliğiyle okudum kitabı. Bana çok şey kattı mı? Evet. "İyi düşün iyi olsun"dan ibaret miydi? Hayır.Ana fikir olarak etrafında döndüyse de, hakkını vermek lazım ki, çok daha fazlasını, üstelik "nasıl"ını da anlatarak işledi. Önyargım haklı çıktı mı? Kısmen. Özellikle tekrarları, okumaktan haz almamı engelledi. Her bölüm sonundaki özeti devam etme isteğimi azalttı. Ama hem yazarın kimliğinden hem de kitabın isminden ne okuyacağım belli olduğu için, beklentim de belliydi ve konu özelinde beklentimin üstündeydi. Sonuç, Keşke okumasaydım dedim mi? Asla. Tekrar okur muyum? Sanmam.
Bilinçaltının Gücü
Bilinçaltının GücüJoseph Murphy · Diyojen Yayınları · 201912,1bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
Çok şanslıydım, epey küçük yaştaydım bu esere rastladığımda. Çok şanslıydım çünkü babamın okunmuş ve okunmayı bekleyen sayamayacağım kadar çok kitabı vardı ve ben en çok babamın başucunda geceden kalan kitapları okumayı severdim. Kodin, kısacık bir kitap olduğu için bir sonraki kitaba erkenden geçileceğinin müjdecisiydi. Hatta belki babam işten gelene kadar bitirebilirdim. Heyecanla başlamıştım ve merhamet, önyargı, pişmanlık, utanç gibi çokça duyguyu peşisıra tadıp, daha hazmedememişken bitivermişti kitap. Gözümdeki yaş bile daha düşememişti. Çocukken, gençken, hâsılı bu yaşa kadar çokça kitap okuma şansım oldu. Ama Kodin kadar hafızama kazınanların sayısı azdır. Aradan geçen onlarca yıl sonra hâlâ kitaptaki kızgın yağın ürpertisini hissediyorum.
Kodin
KodinPanait Istrati · Oda Yayınları · 2004623 okunma
Reklam
143 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Fareleri çok sevdim. İnsanların elleri arasında ezilip yok olan fareleri... Okuma boyunca bende hakim duygu, merhametti. Kitapta yer verilen her bir karakter bir yönüyle ayrı ayrı merhamet uyandırdı bende. Curly bile. Cilvenaz karısı bile. Lennie masumiyetiyle, George dostluğu ve sadakatiyle, ihtiyar Candy umudun peşinde genç kalan yanıyla, Crooks dışlanmışlığın ardında gizlediği sohbet özlemiyle, Slim tam kararında mesafe ve yakınlığıyla... Spoiler vermemekte zorlansam da, iri kıyım mini akıl ama kesin masum adamlarla ilgili hafif bir gülümseme ve bolca acıma dolu onlarca film izlerkenki gibi gözlerim dolu dolu okudum. Hayali küçük bir arazi edinip tavşan yetiştirmekten ibaret dev bir adamın birkaç dolar için kilolarca arpa taşıdığı kocaman bir yaşam kavgasının içinde, ufak tefek ama dağ gibi bir adamla dostluğunu, vefayı, cefayı, çaresizliği, ümidi öyle güzel anlatmış ki. Karanlıklarda saklanan farelere gündüz gözüyle baktığınızda insanlardan daha büyük olduklarını göreceksiniz. Yıllardır düşünüp düşünüp bu zamana kadar okumamış olmama üzüldüm.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Hiv Yayınevi · 2000172,1bin okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
El Mustafa, belki de hepimizin tam karşısında, yaklaşan bir gemiyle yanımızdan ayrılmak üzere olmasına rağmen, ruhumuzun en dibine saplanmış batık bir gemide sürgüne devam edecek bir kahraman. Orphalese halkının tek cümlelik sorularına verdiği cevaplarla, hayatımızın üzerine kurulu olduğu her kavramı yalın ama derin biçimde anlattı ve gitti. 1923 yılında yayımlanmasına rağmen, günümüzde her biri üzerine yüzlerce sayfa yazılan bir sürü konuyu birkaç sayfaya sığdırmış ve üstelik yüzeysel bırakmamış olması en çok beğendiğim yanı oldu kitabın. Kısa cümlelerle, dağılmadan, hem de tadını vererek anlatabilmek benim gözümde başarıdır çünkü. Alışılagelmiş "bir bilgeden nasihat dinleme" formatında bulmadım. Yeme içmeden, evlilikten, çocuktan, yasadan, cezadan, mutluluktan, kederden, hayata dair her şeyden konuşulan, basit tabirle konunun konuyu açtığı, tadı damakta kalan bir dost sohbetinde hissettim okurken. Bir paragraftan olmazsa diğer paragraftan alıntı paylaşma hissine kapıldım bir yandan. Epey de paylaşmışım. Paylaşmadıklarım da aklımda kaldı. Keyif aldım, tam kararında buldum, özellikle üslubunu ve kavramlara ilişkin benzetmelerini beğendim. Kısacası, Ermiş'in sohbeti doyulmazdı. Belki küçük ve genele bakıldığında önemsiz bir çekincem, sorulara geçişlerdeki yavanlığa dair olabilir. Dediğim gibi, aslolan cevaptı, o kadar da olsun'du.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · İndigo Kitap · 201970,5bin okunma
122 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öncelikle ilk defa bir Gürcü yazar okudum. İlk defa duyduğum bir yazar. Uluslararası camiada adı duyulmuş biri değil. Bundan sonra duyulur mu? Sanırım biraz zor. Kitaba gelince kapak kitabın ismiyle uyumlu. Kış ve yalnız bir ev. Benim için eyvallahtır, kabuldür. Tek itirazım, evin niteliğine. Salaş, döküntü bir ev olsaydı çok daha çarpıcı olurdu zannımca. Muhteviyata gelince 15 öyküden oluşuyor. Öyküler güzel, okunabilir, hatta sevilebilir. Ama özellikle şu öykü beni benden aldı diyebileceğim biri maalesef yok. Okudum, sevdim,pişman değilim.Ama yazarın bir kitabı daha çıkarsa alır okur muyum? Hayır. Çünkü Çehov'u defalarca okumak gibi bir huyum var.
Yalnızların Kışı
Yalnızların KışıGiorgi Sosiaşvili · Gece Kitaplığı · 20174 okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
"Nihayet, okuyabildim!" Eminim bu kitabı bitirenlerin çoğunun içinden geçen yorum budur. Akıcılıkla, dille ilgili bir olumsuzluktan kaynaklanmıyor bu. Belki biraz okurun hâli, koşulları; belki de karakterlerin isimleriyle ilgili yaşanan bocalamadan kaynaklanıyordu. Diyebileceğim şudur ki, çoğumuzun yüksek beklentiyle okumaya başladığı bu kitabı nasıl, nerede okumak gerektiğine dair düğümü nihayet çözebilmem üzerine, bitirdim. Yoldaki çukuru, o yoldan geçen tanır. Sabah yeni uyanmış ve toplu taşımayla işinize giderken; ya da yorgun bir akşamda fasılalarla okumayı denerseniz, o çukura düşersiniz. Zihniniz berraksa, odaklanabildiyseniz, kendinizi kitaba bırakabildiyseniz, keyifle tamamlarsınız bu derin ve uzun yalnızlık yolculuğunu. Yani bu kitap; Güney Amerika kültürüne yabancılığımızdan, nesillerce rol verilen karakterlerin isim benzerliğinden ileri gelen kafa karışıklığını görmezden gelip anlatıma ve anlatılana yoğunlaşamadığınızda yarıda bırakılmayı, bu sınavı başarıyla verip teslim olduğunuzda ise efsaneler arasında sayılmasını sağlayan övgüleri hak eder. Sonuç, defalarca yarım bırakmışsam da, bu defa sınavı geçtim ve Marquez okumaya devam edeceğim.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,3bin okunma
144 syf.
7/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
Stoacılık zaten sevdiğim bir felsefeydi. Bence hayatı katlanılır kılıyor. Aurelius da bu felsefenin en iyi savunucularındanmış. Büyük imparator büyük düşünür... Stoacılığı da Aurelius'u da seviyorum. Kitap bana, hayata farklı bir bakış penceresi açtığı için, zaten buna ihtiyacım da olduğu için, iyi geldi. Hele ki kafanız bozuksa, okuyun.
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202315,2bin okunma