Kibir,kibir,kibir… Her yerde kibir. Hatta bir mezarın ağzında, yüce amaçlar uğruna ölmeye hazır insanlar arasında bile kibir. Kibir! İçinde bulunduğumuz yüzyılın karakteristik özelliği ve özel bir hastalığı sanki bu?
Yerküre dediğimiz bu geçici ikametgâhı derin bir hüzne kapılmadan seyretmek acaba mümkün mü? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Temiz bir inancın pek güzel cevap verdiği bu soruya akıl ve fen cevap vermiyordu.