Şair ve filozof Ralph Waldo Emerson,”Biz bir insanın yaşadığı seneleri,sayılacak başka bir şeyi kalmayana dek saymayız.” demiştir.
Karakteriniz, zihninizin durumu,inancınız ve fikirleriniz bozulup çürümez.
Hayatın sadece doğmaktan,ergenlikten,gençlikten,olgunluktan ve yaşlılıktan oluşan dünyevi bir döngüden ibaret olduğuna inanan bir kişi gerçekten de acınası bir durumdadır.
Bu tür bir insanın demir atacak bir çıpası,umudu ve vizyonu yoktur.
Bu kişi için hayatın da bir anlamı yoktur.
Bu tür bir durum insanda bıkkınlık,durgunluk ve şüphecilik yaratır ve nevroza ve her türlü zihinsel sapkınlığa yol açan bir umutsuzluğa neden olur.
Artık çocuklarınız kadar hızlı bir şekilde tenis oynayamıyorsanız ya da yüzemiyorsanız ne olmuş?
Unutmayın hayat kendisini her zaman yeni giysilerle donatır.
İnsanların ölüm dediği şey hayatın bir başka boyutundaki yeni bir şehre yapılan yolculuktur.
“Yaşamaya devam et!”diyorsun ha? Ben dışarıda,kapıların dışındayım,yine dışında.Dün gece kapıların dışındaydım.Bugün yine dışında. Ben daima kapıların dışındayım. Ve kapılar kapalı…
Yumuşacık koltuğa oturur, Dostoyevski’yi okurdum ya da Gorki’yi. İnsanın karnı tok sırtı pek oldu mu başkalarının yoksulluklarını okuması,merhamete gelip iç çekmesi ne tatlıdır.
Biz gençlere muhtacız,dünyayı olduğu gibi görüp seven bir nesle muhtacız.Gerçeği her şeyin üstünde tutan;planları,tasavvurları olan bir nesle muhtacız. Bu tasavvurların öyle çok derin hikmetler olmasına da lüzum yok. Bunlar öyle eksiksiz,olgun,süzülmüş şeyler olsun demiyoruz,asla! Bir çığlık olsun,gönüllerinden kopan bir haykırış olsun.
"Siz kendi düşüncelerinizin toplamısınız. Olumsuz düşüncelerden ve imgelerden uzak durabilirsiniz. Karanlıktan kurtulmanın yolu aydınlıktır,soğuktan kurtulmanın yolu ısıdır, olumsuz düşüncelerden kurtulmanın yolu ise ;bu düşünceler yerine iyi düşünceler koymaktır. Kendinize iyi şeyleri telkin ederseniz, kötü olanlar yok olur. "
Sevdiklerimizi öldürüyoruz, çünkü onlar da bizi öldürüyorlar; fakat darbelerimizi insanca vurarak, açtığımız yaraları nâmütenahi şefkatimizle iyi etmeğe çalışarak ve tekrar yaralayarak, sevdiklerimizi hazla keserek güzel tezadını tattırarak öldürüyor ve ölüyoruz.
Yaşamak: yaralamak ve yaralanmaktır;fakat insanca...
Hayattan aldığımız her zevki ona muadil bir ıstırapla ödediğimizi bildiğim için, hiçbir şeyden yüzde yüz saadet ümit etmiyor ve yüzde yüz felâketten korkmuyordum.
Kitap. Nasıl diyeyim... İçinde yaşadığımız ev gibi olmalı, vatan gibi olmalı, ona alışmalıyız, bağlanmalıyız, köşesini bucağını gayet iyi tanımalıyız, her noktasına hatıralarımız karışmalı.
Nereden gelirse gelsin dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin! Bir hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları.
Hişt hişt!
Hişt hişt!
Hişt hişt!
Sayfa 118 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu