"Sözlerdeki incelik güven yaratır.
Düşüncedeki incelik derinlik yaratır,
Duygulardaki incelik ise sevgi yaratır.
Bunlara sahip olan insan ise her zaman kendini aratır."
Seneler geçip gider, büyürsün.
Bir gün olur, hepsi biter:
Endişeler, o çocuk üzüntün
Hepsi biter.
Aydınlanır seninçin geceler,
güneş gibi görünürsün.
Biraz sabır, küçük çocuk, biraz sabır.
Ama Allah'ın koyduğu yerde,
Yıldızlar daima yalnızdır.
Nasıl da iğdiş etmişler ağac seni,
Nasıl da tuhaf duruşun, nasıl garip!
Nasıl da çekmişsin binbir çile,
Kalana kadar içinde safi inat ve irade!
Ben de senin gibiyim, küsmedim
Şu igdiş edilmiş, çileli hayatıma
Günbegün çektiğim eziyetin içinden
Ceviririm alnimi ışığa.
Latif ve narin ne vardiysa içimde,
Hoyratça kırdı geçirdi dünya,
Memnunum, barisigim yine de,
Sabırla yeni yapraklar veririm
Yüzlerce kez kırılmış dallarimdan
Ve tüm acılara rağmen hâlâ
Aşığım ben bu divane dünyaya
Tek bildiğim şu: Ne oyun oynayan çocukların hesapsız mutluluğu, ne geçip giden gezginlerin aldirişsizligi, ne sevgililerin vurdumduymaz esrikliği, ne de çiçek devşiren kadınların toplama hevesi bahşedilmis bana. Bana bahşedilen, hayatın içinde duyduğum sesini takip etmek; anlamını ve amacını tam bilmesem de, beni neşeli yollardan alıp giderek daha karanlık, daha belirsiz yollara götürse de, bu sesi takip etmek.
Ah, ağaclara da güven olmuyordu işte, onları da kaybedebiliyordunuz, ellerinizin altında öluveriyorlardı, gün geliyor sizi yarı yolda bırakıp o devasa karanlığın içinde kaybolup gidiyorlardı.