Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büşra

Büşra
@Kaale
Okul Öncesi Öğretmeni
358 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Görünüşünüz neye benzerse benzesin, nezaket sizi dünyanın en güzel insanı yapar."
Nizami Gəncəvi
Nizami Gəncəvi
Reklam
"Kendi bütünlüğünü tamamlayamamış, kendisine saygı ve sevgisini geliştirememiş kişi, başkasını gerçek anlamda sevemez."
Büşra
@Kaale·Bir kitabı okumaya başladı
İçimizdeki Çocuk
İçimizdeki ÇocukDoğan Cüceloğlu
8.7/10 · 7,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Mihrapta Asılı Kandil
Mihrapta Asılı KandilSadettin Ökten
9/10 · 101 okunma
Ancak, hayatta öyle anlar gelir ki insan hangi tedbiri alırsa alsın, sonuç istediği gibi olmaz.
Reklam
Görmek
Göz bir mesafeye kadar görebilir, ondan sonrası için acizdir. Fakat ruh öyle değil. Ruhun serüveni, gözün aciz kaldığı ve bu aczini itiraf ettiği noktadan sonra başlar.
Mutluluk
Dünyadaki en büyük mutluluk bu dünyanın şahidi olmaktı…
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens
8.5/10 · 58,6bin okunma
Bu şimdiye dek yaptığım en iyi, en doğru şey ve bu yolun sonu, şimdiye dek hiç bilmediğim kadar güzel, çok güzel bir uyku.
Sayfa 463Kitabı okudu
Hayatına son verecek aleti daha önce hiç görmemişti. Yerden ne kadar yüksekti, kaç basamaklıydı, kendisi nerede duracaktı, ona nasıl dokunacaklardı, kendisine dokunacak eller kırmızıya boyanacak mıydı, yüzü ne yana dönük olacaktı, ilk önce mi gidecekti yoksa en son mu?
Reklam
“Bu gece o yalnız kalbinize dönüp dürüstçe, ‘Şu hayatımda kimsenin ne sevgisini, ne bağlılığını, ne minnetini ne de saygısını kazandım; hiçbir şekilde şefkatli bir yer edinemedim; kimseye hatırlanacak bir iyiliğim ya da yararım olmadı!’ diyebilseydiniz bu yetmiş sekiz yıl ağır bir lanet gibi çökerdi üzerinize; öyle değil mi?”
Ötede, koca bir alanda yıkık bir ülke uzanıyordu ve vaat ettiği tek şey kederdi. Her bir yeşil yaprak, her bir ot ve tahıl parçası en az o zavallı insanlar kadar kuruyup büzülmüştü.
Bu silahları kim veriyordu, bunlar nereden geliyordu, her şey nasıl başlamıştı, kalabalığın tepesinde, bir şimşek gibi duran ve sarsılıp titreyen bunca eğri büğrü silah hangi yolla gelmişti onlara, bunların cevabını verecek tek bir kişi yoktu içlerinde; öte yandan tüfekler dağıtılıp duruyordu – ve tabii fişekler, barut, top mermisi, demir çubuklar, sopalar, bıçaklar, baltalar, mızraklar ve gelebilecek ve işe yarayacak her tür silah elden ele dolaşıyordu.
Önceden Londra’da ne altın kaldırımlarda yürümeyi ne de gül yapraklarıyla kaplı yataklarda yatmayı ummuştu; gözü bu kadar yükseklerde olsaydı bu kadar başarılı olamazdı zaten. Bir iş yapmak istemişti ve bunu bulmuş, yapmış, hatta bu işi yapanların içinde en iyisi olmuştu. Esas zenginlik buydu.
2.016 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.