Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kalb i Mecruh

Kalb i Mecruh
@Kahveyemeftun
》Okumadığın gün karanlıktasın. Nuri Pakdil 》Ben öyle bilirim ki yaşamak, berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır. İsmet Özel 》" Rabbim, beni sen sevinceye kadar değiştir . "
..Gerçek mü’minler, ” Yüzlerine bakıldığında Allahı hatırlatan insanlar ” olarak tarif edilmiştir.
Sayfa 32
Reklam
Kur’an-ı Kerim, kainatı okur ve açıklar. Çünkü Kuran Allah’ın satırlardaki hitabı; kainat ise , yeryüzüne yayılmış gözlere ve gönüllere güzellikler sunan en büyük kitabıdır. Bu yanıyla, kainat da Kur’an-ı Kerim’i açıklıyor. ... Aslında Efendimiz ( Sallallahu aleyhi ve sellem)de, doğrudan doğruya Allah’ın terbiyesinden geçmiş, benzersiz ve seçkin bir kitaptır. Bu sebeble, Güzeller Güzeli’ni de doğru okuyan, Allah’ı bulur, sever ve kulluğuna teslim olur. ... Efendimiz ( Sallallahu aleyhi ve sellem)’e benzeyen ve O’nun yolunu yol bilen insanlar da, aynen O’nun gibi, kendilerine bakıldığnda, Allah’ın varlığını gösterirler. Allah ve Resulullah dostlarının çok konuşmalarına, fazlaca deliller göstermelerine gerek kalmaz. Zira, yüzlerine yansımış olan kalplerinin nuru en büyük delil olur Allah’ın varlığına...
Sayfa 31
Bize Rabbimizi bildiren üç önemli kaynak vardır : 1 - Yüceler Yücesi Allah’ın son ve en kapsamlı kutsal Kitabı olan Kur’an-ı Kerim. 2 - Allah’ın son ve en büyük Peygamber’i, Güzeller Güzeli Hz. Muhammed. ( Sallallahu aleyhi ve sellem) 3 - Yüceler Yücesi Rabbimiz’in, binbir sanatla, hikmetle ve güzellikle yarattığı kainat da bir kitap gibi, her varlığıyla, Yüce Yaratıcı’yı göstermektedir.
Sayfa 30

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
❝ ALLAH’TAN KORKULUR MU?..
Korkunun esası nedir ? Bize, bizden yakın olana, sevgisinden sevgisiyle yaratmış olana, affı ve bağışlayıcılığı sınırsız olana, cömertliği ve vericiliği sonsuz olana karşı korku beslemek mümkün müdür? Elbette Allah korkusundan söz edilebilir... Ama bu korku, bildiğimiz sıradan bir korku değildir. Mesela hırsızdan, depremden, iflas etmekten korkmakla , Allahtan korkmak aynı şey değildir . Korkular arasında fark vardır. Bu iki çeşit korku, aralarında hiç ilgi yok denecek derecede apayrı ve bambaşkadır. Allah korkusu , özünde sevgi olan bir korkudur . Allahın bize olan müthiş ve muazzam ilgisini , sevgisini kaybetme korkusudur .
Sayfa 24
Biz acizliğimizi, güçsüzlüğümüzü, sonlu ve sınırlı oluşumuzu; O’na güvenip dayanarak, kulluğuna sığınarak, güce, kuvvete, sonsuzluğa dönüştürüyoruz.
Sayfa 23
Reklam
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) ifadesiyle, “ Kendini bilen , Rabbini bilir .” Çünkü, görünmeyen Yaratıcı’yı bilmek için, görünen eserlerine bakmak lazımdır.
Sayfa 20
İnsan, yaptığı basit bir işi bile tesadüfe vermez. “ Bu resmi ben yaptım , bu şiiri ben yazdım ” diye iddiasını sürdürür. Tesadüfü kendisine asla ortak etmez. “-Tesadüfen yaptın!” diyenlere, başarısına inanmayanlara kızar. Kendi yaptığını tesadüfe maletmek istemeyen insan , Allahın yaptığı , yarattığı işleri tesadüfe verebilir mi ? Kendi yaptıklarına sımsıkı sahip çıkan insan, Allah’ın sonsuz ve sınırsız eserlerini, sanatlarını tesadüfe verirse, büyük bir haksızlık yapmış olmaz mı? Kimin hakkı ve haddi vardır bu haksızlığa ?
Sayfa 18
Tabii ki, anne babanın çocuklarına Allah’ı anlatmaları, temel bir eğitim görevidir.
Sayfa 14
Manevi varlığımızın gıdası, imandır. ... Maddi varlığımızın yemeye, içmeye ve hava almaya ne kadar ihtiyacı varsa; manevi varlığımız da, imana, Allah’a inanmaya o derecede muhtaçtır.
Sayfa 13
O’nu unutan, insani özellik ve güzelliklerinin bütününü unutur. Çünkü O, unutulunca, insan güzelliğini, ahlakını, erdemini taşıyamaz. Çünkü bütün insani güzelliklerin kaynağı, Yüce Yaratıcı’dır. Yaratıcı unutulursa, ondan gelen bütün güzellikler de unutulur. Allah’ı unutan, kendi iç dünyasında, şeytan’ın müdahelesi için açık ve savunmasız bir alan meydana getirmiş olur. İnsanın kalbi, bir aşk kaynağına bağlanmayı ister. Böyle bir bağlantıyı içtenlikle kuramayan, doyumsuz kalır. Kalbimizin açlığını, başka hiçbir tatmin şekli doyuramaz. Kalbini aç bırakan , başka duygularıyla dünyayı yutsa tok olmaz . Kazandığı bütün maddi varlık ve zenginlik, tam tersine ihtiyacını artırır. Adeta, susayanın deniz suyu içmesi gibi, sürekli içinin yangını çoğalır. – Peki kalbi doyuran, tatmin eden nedir ? – Sonsuz sıfatlarıyla kainatı kavrayıp kuşatan Yüceler Yücesi’ne inanmak ve aşkla bağlanmak...
Sayfa 12
Reklam
Çocuklarımıza her güzel şeyi, sevgiyle anlatmalıyız . Her doğru şeyi doğru açıklamalıyız. Her iyi şeyi güzelce benimsetmeliyiz. Öncelikle O’nu, herkesten ve her şeyden çok daha güzel anlamalı ve anlatmalıyız. Hatta, anlamak ve anlatmak yetmez; bu muhteşem güzelliği yaşamalıyız. Onunla olmalıyız. Onunla dolmalıyız. Onsuz zamanımız, ondan uzak anımız geçmemeli. Bir gönül sultanının dediği gibi, “ Onu hatırlamaktan utanmalıyız .” O hatırlanmamalıdır. Çünkü her hatırlama , bir unutmadan sonra gelir . Öyleyse , Onu unuttuğumuzu gösteren hatırlamayı kendimize yakıştırmamalıyız . O unutulur mu? O’nu unutmak, her şeyi unutmaktır. O’nu unutmak, kendimizi unutmaktır. O’nu unutmak, kendimizi nefsimizin eline bırakmaktır. O nefis ki, daima kötülükten, yanlışdan ve aykırı olandan yanadır. Oysa ki, nefsi Yaratan, onunla bizi deniyor, imtihan ediyor. Bu dünya imtihanı ile, iyiliğin kaynağı olan Rabbimiz’e bağlılık derecemiz ölçülüyor. Bakalım ve görelim ki, kötülük odağı olan nefis ve şeytan mı, yoksa iyilik kaynağı Yüce Yaratıcı mı dostumuz?
Sayfa 11
İnsan sürekli bir arayış içindedir . Sürekli arar, bulur ama bulduklarıyla asla yetinmez. Daima daha iyinin, daha güzelin, daha güçlünün peşindedir. İnsandaki bu doyumsuzluk ve sürekli daha mükemmeli aramak, nedendir? Aslında her arayış, aranandan bir haberdir. Tarih boyunca, en çok konuflulan, adı en çok anılan ve dolayısıyla da en çok aranan Allah’tır. En çok arandığı için, en çok bulunan da O’dur. Ciddi, samimi ve önyargısız arayışlar, hep mutlu sona ulaşmıştır. O’nu bulanlar, mutluluğu da bulmuş oluyorlar. Daha huzurlu bir hayat yaşıyorlar.
Sayfa 7 - E-Kitap
"Aslında, insanın iç dünyası da iman ile dengeleniyor. Var ve bir olan Yaratıcı’ya sevgiyle bağlanan, kendisiyle ve başkalarıyla barışık olmayı başarıyor. Hayatın ağır imtihanlarına, acılarına ve hastalıklarına karşı daha dayanıklı oluyor. Hatta ölüme bile, onu güzelleştiren bir pencereden bakabiliyor. İşte bu sebeblerle , Allaha iman , insanın olmazsa olmaz bir ihtiyacıdır ".
Sayfa 8 - E-Kitap
❝ Bizim olan ve olmayan hareketler..
Prensiplerini bizim varlığımızda bulması dolayısıyla , “ bizimdediğimiz hareketlerin acaba hepsi gerçekten bizim midir ? Yani bizim şuurumuz ve düşüncemizle mi gerçekleşmektedir? İyi düşünürsek, hayır. Çünkü, bakınız, meselâ doğduğumuz zaman küçücük bir yaratıktık. Seneleri arkada bıraktıkça büyüdük ve geliştik. Bu gelişme ve büyüme hareketi, gerçi bizim fizik varlığımızın bir eseri olduğundan bizimdir; fakat, bizim şuurumuzun eseri değildir. Hayvani hayatımızın biyolojik temelini kuran ve üreme prensibini hayat kaynağımızdan alan refleks dediğimiz hareketler de gerçi görünüşte bizimdir; fakat bizim şuurumuzun dışında olmaktadır. Bilirsin ki, iç organlarımıza ait reflekslerin en mükemmeli kalbimizdir. Çok işlek ve içerisi çok gürültülü olduğu muhakkak olan bu can evimizin gireninden, çıkanından haberimiz var mı?
Sayfa 24 - E-KitapKitabı okudu
" İnsanların çoğu, bindiği eşeği unutup da kayboldu sanarak pazarda eşek arayan Nasrettin Hoca’ya benzerler. Onlar da, mutluluğun kendi içlerinde olduğunu unutarak, onu barlarda, kahvelerde ve eğlencelerde ararlar. Sen bu hataya düşme ve inan ki, başarının sırrı gibi, mutluluk kuşu da kendi içimizde ve içimizin en orijinal ve insanî bir güç kaynağı olan irademizin altından kafesi içindedir. Mutluluk ; define gibi bir tesadüf kazması darbesiyle bulunuveren bir nimet değildir. O ne şanstır, ne mirastır, ne piyangodur, ne mevkidir ne de servettir. Mutluluk, gayretle ve irademizin kuvvetiyle ele geçirebileceğimiz bir kaledir. "
Sayfa 21 - E-KitapKitabı okudu
2.477 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.