Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuba

Tuba
@Kediciabla
Gazeteci
20 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
Umarsız ve güçlü görünmekten, dik ve gururlu olacağım derken içimi dışa dökememekten, içim çatlayacakken ağlayamamaktan yoruldum..
Reklam
"Ben kötü bir insan değildim. Ne aksi bir adamım,ne de uysal biriyim. Ne alçağın biriyim,ne de namuslu,ne onurlu biriyim,ne bir kahramanım,ne de bir korkak. Ben hiçbir şey olamadım."
"Insanoğlu aptal değilse bile korkunç derecede nankördür. Evet, eşi bulunmaz bir nankör! Bana kalırsa insanın en iyi tanımlanması şöyle olmalı: İki ayaklı nankör bir yaratık. Hepsi bu kadarla kalsa gene iyi. Çünkü böylece en büyük kusuru unutulmuş olurdu. İnsanın en büyük kusuru, Nuh tufanından başlayıp Schlezwig-Holstein dönemine değin süren, alnının kara yazgısı olan erdemsizliğidir. Erdemsizlik ve buna bağlı olarak ölçüsüzlük. Ölçüsüzlüğün erdemsizlikten ileri geldiği çoktandır bilinen bir gerçektir."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Yaşama dön, hayata bağlan, insanların arasına karış diyorlar bana!.. Demesi kolay ama kırık bir dal nasıl meyve taşısın? Rüzgarların kopardığı, tozların içine karışmış bir yaprak nasıl yeniden yeşersin? Bu gencecik yaşta bunca keder niye? Ben nereden bileyim? Belki de böyle yaşamaktır benim kaderimde yazan, yükü sırtlanmadan yorulmak, koşmadan nefes nefese kalmak.."
"Gitti ve onu bir daha görmedim. Sonsuza dek elveda! Yolu arşınlayan adımlarının ardından havalanan toz bulutu gibi kayboldu gitti. O günden beri o kadar çok düşündüm ki onu! Kim bilir kaç saati bakışlarının cazibesinde, sözcüklerinin ezgisinde kaybolarak geçirdim!"
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
Orgel Kontu'nun Balosu
Orgel Kontu'nun BalosuRaymond Radiguet
6.6/10 · 103 okunma
"Güneşe ve rüzgara tenini teslim etmiş, ruhunu rüzgarla besler halde yoluna devam ediyordu. Hissettikleri vardı elbet. Dışavuramıyordu belki de. Gözlerinden hüznü, acısı, pişmanlıkları ve en önemlisi de onca yaşanmışlığına rağmen, ufak da olsa, parlayan bir umut ışığı vardı. Tutunduğum, tutunduğu nokta o parlak umut ışığıydı." T.
Kötülük niyetiyle yapılan her eylem beni yıpratıcı bir şekilde etkiliyordu. Eylemsizlik ya da iyi niyet. Sadece bu ikisini istiyordum hayatımda. Olduğum yerde kalayım ya da iyi niyetimle bir cana dokunabileyim. Iki eylemi de, eylemsizligimle ve niyetsizce erteliyordum. Iyi bir insan mıydım ki iyi olan eylemi gerçekleştireyim? Ya da gerçekten kötü bir insan mıydım da eylemsizliğimle, gözümü kapatarak, amaçsızca bir odaya hapsoluşlarım? Neden kapalı kapılar ardına koyuyorum kendimi? Neden bir bahar çiçeği gibi açmıyorum sokaklarda,bahçelerde? Neden bu kadar karamsarım dünyaya karşı? Pembe bulutları görmüyor muydum ben de? Takmıyor muydum pembe gözlüklerimi? Kötünün içindeki iyiliği görürcesine yaklaşmıyor muydum insana? Kötü müyüm? Iyi mi? Sıradan mıyım herkes gibi? Ya da değerli bir madenin ürünü müyüm? Kimim? Neyim? Ne istiyorum hayattan? Mutlu bir hayat mı? Evet, ama neden bu kadar çabasızlığım? İstemek yeter mi gerçekten gerçek olmasına? T.
"Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden yoksun kalınca, hiçbir zevki tatmamaya karar verdim."
"İç derinliğini hissetmeyenler ve kendilerini maskelere kaptıranlar, ayaklarının altından yer kayar korkusuyla serüvenlere atılmaya cesaret edemezler."
Sayfa 16
Reklam
''Sevgilim, günün belli saatlerinde seni unutmayı deniyorum'' Birhan Keskin
168 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.