Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gün ışığı

Gün ışığı
@Kisgunesiiii
Kelimeler de kurşun olabilirdi bazen. Sen yaran görünür değil diye vurulmadın mı sanıyordun?
5 okur puanı
Nisan 2024 tarihinde katıldı
"Ölmekten korkma bir tanem, yaşayamamaktan kork."
Lina ve Kadir KaraKitabı okudu
Reklam
83 syf.
7/10 puan verdi
Satranç
SatrançStefan Zweig
8.4/10 · 237,9bin okunma
"Artık atkuyruğundan daha yaratıcı bir şey bulman gerekecek sanırım." "Dalga gibi," diye fısıldadı parmakları dağılmış saçlarımda dolaşırken. "Gece denize girmek gibi. Seninle ilgili her şey-" "Karanlıkta ortaya çıkıyor." "Dalga gibi," dedi yeniden. "Alyeska... Alyeska, kıyıya vuran dalgaya denir."
Sayfa 176 - Naz ve Ezel

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Birini sevmekle birinin acılarını sevmek çok farklıydı. Acılarını sevmediğiniz sürece, onları anlamadığınız sürece, onlara katlanamadığınız sürece, sevgi hiçbir şeye yetmiyordu.
Sayfa 173 - Nazlı Aladağ
"Menekşelerin kokusu olmaz derler." "Menekşeleri sever misin Naz?" "Benim gülleri ve papatyaları sevmem gerekiyor." Kaskı başımdan geçirdi. "Artık ağlayabilirsin," diye fısıldadı. "Kimse seni görmeyecek." Ağlamaya başladım. Sessizce. Bir fısıltı gibi. Menekşelerin kokusu olmazdı.
Sayfa 154 - Nazlı'm ve Ezel'im
Reklam
Ceketimi alıp çıktıktan sonra yağmurun yağmasını istedim, restoranın önünde dakikalarca kendimi sıkarak yağmurun yağmasını bekledim; ağlayabilmek için, saklanabilmek için. Yağmur yağmadı. Ama ben ağladım. Hazır olduğumu düşündüğüm, bana bir etkisi olmayacak sandığım bütün gidenleri göğsümde taşıyordum ve dünyanın en güçlü kızı ben olmalıydım. Çünkü deniyordum, yemin ederim deniyordum ama geçmiş kapalı bir kutunun içinde adımı zikrederken ben, yatağın altında saklanan küçük bir çocuk gibi korkuyordum. Koşarak eve gitmek ve kitaplarıma sarılmak istiyordum; orada kendime bir aile, bir arkadaş, bir sevgili bulmak istiyordum. Herkesi esirgediği bir şevkatle sayfaların saçlarımı okşamasını istiyordum. Ama buradaydım ve hâlâ onları memnun etmeye çalışıyordum.
Sayfa 152 - Nazlı Aladağ
"Bende bu kadar önemli olan şey ne?" "Sende önemli olan şey tamamen sensin. Katı bir madde gibisin ve ben, eridiğinde içinden neyin çıkacağını görmek istiyorum." Hiçbir zaman olduğun şeyi sevmeyecekler, her zaman olabileceğini sandıkları şeyi sevecekler.
Sayfa 146 - Nazlı ve Uğur
"Senden neden kaçayım?" "Çünkü yakalanmaktan korkuyorsun." "Polis olmaya mı karar verdin?" "Polis bile olsam seni yakaladığımda suçuna ortak olurdum. Bazı şeyler kaçınılmazdır."
Sayfa 141 - Nazlı ve Ezel
"Okuduğun kitaplardan hiçbir şey anlamıyorum ama istersen onları okuyabilirim. Muhtemelen senin çıkardığın anlamları bulamam... Bilirsin... Ben basit düşünen biriyim. Ama sana istediğin zaman, istediğin kadar sıkı sarılabilirim."
Sayfa 93 - Nazlı ve Uğur. İkinci erkek sendromu...
"O kadar erken uyuma, atkuyruğu; güneşi izlediğin kadar dolunaya da şahit ol. Bırak gece üzerine gelsin, ne hissedeceğini kontrol etmeye çalışma çünkü saydığın tüm o yazarlar daima karanlıkta yaşadılar; onlara dokunmak istiyorsan, onları anlamak istiyorsan, arada gecenin seni zehirlemesine izin vermelisin."
Sayfa 65 - Ezel Alp Tekinoğlu
Reklam
"Kitap okumayı seviyorum, bu beni rahatlatıyor ama sadece okumak da değil, onları tam anlamıyla anlamak istiyorum, her şeyi bilmek istiyorum ben. Yazarları, o kitapları yazdıkları yerleri, yazma sebeplerini, yaşadıkları dönemleri, o dönemlerin şartlarını... Sadece raftan bir kitap almak ve kütüphanemi doldurmak istemiyorum." "Jane Austen'in masasına dokunmak istiyorum mesela, Dante'nin Beatrice ile karşılaştığı o sokaktan geçmek istiyorum. Hemingway'in kendini öldürdüğü o silaha dokunmak istiyorum. Notre Dame Katedrali'nde 'yazgı' kelimesini arayıp parmaklarımı o duvarlarda dolaştırmak istiyorum. Bence insan sırf matematikte başarılı diye tıp okumamalı; evet, benim için çok kolay olurdu ama bende bir insanı iyileştirme güdüsü yok, yolda gördüğüm birini hastaneye götürebilirim ama onun yarasına dokunamam ya da bir başkası sırf çok iyi ezber yapıyor diye hukuk okumamalı, önemli olan vicdan sahibi olması olmalı; meslekler derslerdeki başarıya göre değil, insan ruhuna göre seçilmeli. Ailem benim ruhumda edebiyatın olduğuna inanmıyor çünkü onlar bakarken hiç şiir okumadım, onlar etrafımdayken elimde sadece test kitaplarım vardı, bu biraz da benim suçum, onlara kendimi anlatamadım."
Sayfa 64 - Nazlı Aladağ
"O yüksekten korkuyor ama baş döndürücü olmayı seviyor."
Sayfa 45 - Ezel Alp Tekinoğlu
Aşk ve hızlı trenle ilgili şu klişe hikâyeleri bilirsiniz, onlardan onlarca okumuş olsam bile o anların bizzat yaşanılması başka bir şeydi. Anları insanlardan daha çok seviyordum. Anlar sizi hayal kırıklığına uğratmıyordu ama bazen o anları yaşadığınız ve yaşarken size hayal dahi edemeyeceğiniz kötülükleri dokunan insanlar oluyordu.
Sayfa 41 - Nazlı Aladağ
Yüksekten düşmek. Ayaklarının yerden kesilmesi. Ya da âşık olmak. Veya birine güvenmek. Bana kalırsa hepsi aynı şeydi.
Sayfa 41 - Nazlı Aladağ
Biriyle tanışmak yeni bir yolda yürümeye benziyor.
Sayfa 11
100 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.