Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitab Ana ve Baba

360 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Az
AzHakan Günday
8.5/10 · 21,3bin okunma
Reklam
Bu, sınıf arkadaşlarımdan ve dostlarımdan birinin yakın zamanda okuldan atılmasına karşı çıkmak için kaleme aldığım açık bir mektuptur. Açıkçası vurdumduymazlığıniza, anlayış ve duygu yoksunluğunuza kızgınım. Arkadaşımın sınavda kopya çektiği için “Okuldan onursuz bir şekilde uzaklaştırıldığı” fısıltıları kulağıma kadar geldi. Arkadaşım kopya

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dökülen bazı asli tüylerin yeniden çıkmasını beklerken kuşun kendini biraz paranteze aldığı bu dönemi ifade etmek için ne hos bir tabir. Kuş kırılgan olduğunu bilir, ölçülü hareket eder, hiçbir önemli işe girişmez. Sabreder. Tekrar bütün gücünü toplamak, tüm güzelliğine yeniden kavuşmak için yenilenmenin gerçekleşmesini bekler, Bazen biz de böyle yapmalıyız. Bizi durmadan, hiç gevşemeden başarı göstermeye iten bir toplumda, hayatımızın kırılgan dönemlerinde “şarj olmak”, gücümüzü toplamak için kendimizi “gölgede bırakmayı”, gereken zamanı ayırmayı artık bilmiyoruz. Bir yas sürecindeyken, “Hayat devam ediyor," sözünü defalarca duymuşuzdur. Bir aşk acısından sonra, “Biri gider, biri gelir," dendiğini, yoldaşımız olan bir hayvanı kaybetmemizin ardından, "Sonuçta sadece bir hayvandi," lafını peki? Sanki geri çekilmeye, acı çekmeye tam hakkımız yokmuş gibi. Ama hayır, yas tuttuktan sonra hayat aynı şekilde devam etmez. Hayır, yitip giden aşk geri gelmez. Yaşam başka mutluluklar, başka karşılaşmalar getirir elbette ama kaybın derinliğini kabul etmemek de neyin nesi? Artık kimse bize vakit tanımıyor, acının iyileşmesi için gereken uzun zamanı -zorunlu tüy değiştirme zamanını, bahşetmiyor.
David beni hep bir madeni paranın iki tarafı gibi gördüğünü söyledi; hem yazı hem tura, birlikte. Ikiye ayrılmıştım, bir yarım işitme engelli, bir yarım işitme engelsizdi ve ben bunlari aynı bedende birleştiriyordum.
Sayfa 220 - beyaz balinaKitabı okudu
Reklam
407 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Bu kitabi okuduktan sonra Amerika aşkı, hayranlığı,özentiliği devam eden var midir acaba?! Tum söyleceklerim bu kadar Sayin Yargıç.. Bende bu duyguların bulunmamasiyla kendimle gurur duydum.
Merhamet
MerhametBryan Stevenson · Koridor Yayıncılık · 2020515 okunma
Florida, dünya üzerinde cinayet dışındaki suçlardan dolayı hapishanede ölüme mahkum edilen çocukların en fazla olduğu yerdir.
Trina 2014 yılında elli iki yaşını doldurdu. Otuz sekiz yıldır hapisteydi. Pensilvanya'da on üç ila on yedi yaş arasında şartlı tahliyesiz müebbet hapis cezası alan yaklaşık beş yüz kişiden biriydi. Dünya üzerinde, hapishanede ölüme mahkum edilen çocuk suçlu sayısının en yüksek olduğu yer burasıdır.
Sayfa 198 - koridorKitabı okudu
Bu noktadan sonra Trina yetişkin kadınların kaldığı bir hapishaneye gönderildi. Artık on altı yaşında olan Trina, Muncy’deki hapishanenin kapılarından geçerken korku içindeydi, hâlâ travmanın etkisindeydi, ruhsal sorunları vardı ve son derece savunmasız bir durumdaydı. Oradan asla çıkamayacağını da biliyordu. Hapishane Trina'ya başını sokacak bir barınak sağlamıştı, ama artık yeni tehlikeler ve zorluklar vardı. Muncy’ye gelişinden kısa süre sonra bir erkek gardiyan tenha bir yere çekip ona tecavüz etti. Trina hamile kalınca suç ortaya çıktı. Bu tür durumlarda sık görüldüğü gibi, gardiyan işten atıldı ama hakkında cezai kovuşturma yapılmadı. Trina hapiste kaldı ve bir oğlu oldu. Hapishanede doğum yapan yüzlerce kadın gibi, Trina da doğumun zorluklarına tamamen hazırlıksızdı. Bebeğini bir yatağa kelepçelenmiş halde doğurdu. Çoğu eyalette mahkum kadinlar prangalı ya da kelepçeli halde doğum yapmak zorunda kalıyordu, çok yaygın olan bu uygulama nihayet 2008 yılında yasaklandı.
Bu yakınlıklar bana insanda mahcubiyet hissi yaratan basit, temel gerçekleri gösterdi ve çok önemli bir yaşam dersi verdi: Bizler, hayatımız boyunca yaptığımız en kötü şeyden ibaret değiliz. Yoksullarla ve mahkumlarla yaptığım çalışmalar yoksulluğun karşıtının zenginlik olmadığına beni ikna etti, yoksulluğun karşıtı adalettir! Son olarak, adalete duyduğumuz güvenin, toplumsal karakterimizin, kanunlara, hakkaniyete ve eşitliğe bağlılığımızın gerçek ölçüsünün zengin, güçlü, ayrıcalıklı ve saygın kesime nasıl davrandığımız olmadığını öğrendim. Gerçek ölçü yoksullara, suçlananlara, hüküm giyenlere ve mahkumlara nasıl davrandığımızdır. Başkalarının yanlış davranışlara maruz kalmasına izin verdiğimizde hepimiz sorumlu oluruz. Şefkat eksikliği bir toplumun, bir devletin, bir ulusun yozlaşmasına yol açabilir. Korku ve öfke bizi intikamcı, fırsatçı, adaletsiz yapabilir ta ki merhamet eksikliğinden hepimiz zarar görene dek... Unutmayalım ki başkalarını kurban ettiğimiz ölçüde kendimizi de mahkum ederiz. Kitlesel mahkumiyetler ve aşırı cezalar arttıkça hepimizin merhamete, adalete ve -belki de- bağışlanmaya ihtiyacımız olabilecegine daha çok inanıyorum..
Sayfa 31 - koridorKitabı okudu
Reklam
Nine kendi deyişiyle bizirn, “yabaniler gibi dağlarda aylak aylak gezinmek yerine” okula gitmemiz gerektiğini söylerdi. Babamsa devlet okulunun, çocukları Rab'den uzaklaştırmak için devletin kurduğu bir tezgâh olduğuna inanırdı. "Çocuklarımı yolun aşağısındaki o okula göndereceğime, ellerimle şeytana teslim ederim daha iyi,” derdi.
1.201 öğeden 1.171 ile 1.185 arasındakiler gösteriliyor.