Sümeyye S.
@Kitapnefesii
Sessizlik en güçlü çığlıktır..
Önlisans Mezunu
Adana
Adana, 28 Ocak
1784 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Yüreğinizi ısıtan kendisine "Filiz" adını veren tavuğun hikayesidir. Okurken sizi de içine alıp sarıp sarmalayan, kimi zaman tebessüm ettiren, kimi zamanda hüzünlendiren.. Ayrımcılık ve toplumsal konulara değiniliyor. Kitaptan çok güzel dersler çıkarılabilir.
* Anneliğin sadece doğurmakla annelik olunmayınca anlatan
* Fedakâr babalığı
* Aynı türden olupta mutlu aile anlamına gelmediğinin
* Farklı olsak birbirimizi sevebileceğimizi
* Sevginin önemini
* Bireyselliği
* Özgürlük mücadelesi
* Cesaretlik
* Hayatla ile mücadele
* Hayallerimizden vazgeçmemezi
96 sayfalık bir kitap dolu dolu anlatım çok severek okudum. Yalın, anlaşılır bir dille yazılmış.
Kümes tavuğu olan Filiz emir üzerine yumurtlamak ve yumurtalarının pazarda satılmasını istememektedir.
Tek hayali kuluçkaya yatmak bir yavrusu olmasıdır. Dışardaki özgürce dolaşan hayvanları izledikçe özgür olmayu hayal eder. Bir gün istediği gerçekleşir ve zorlu mücadelesi o zaman başlar.
Okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum herkes okuyabilir. Hayatınızda zorluklarla mücadele edemeyeceğinizi düşündüğünüz de Filiz'i hatırlayın.
* "Filiz", dünyanın en iyi adıydı. Bir filiz yaprağa dönüşür, dökülüp de kokulu çiçekleri besleyecek gübreye dönüşene kadar da rüzgarı ve güneşi kucaklardı. FİLİZ de tıpkı akasya ağacının sürgünleri gibi yaşamının bir şeye yaramasını istiyordu. Bu nedenle kendine bu adı takmıştı.
Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk 
Sun-mi Hwang
Okur Takip Önerileri
Onlara Ateşböceği Yolu kızları derlerdi.. TullyileKate..
Kristin Hannah'ın kitaplarında olayların işlenişini, karakterlerin duygularını bu denli yansıtmasını benimsetmesini çok seviyorum. Tüm gerçekliğiyle hiç sahte olmayışıyla.
Tully, annesi tarafından terk edilmiş ve büyük annesinin yanında büyümüş, okul da ve arkadaş çevresinde popüler sayılan 14 yaşında bir kız.
Kate, özgüveni düşük, arkadaşları tarafından terk edilmiş fakat harika bir ailesi olan 14 yaşında bir kız.
Ancak özünde ikisi de yapayalnız...
Bu iki zıt karakterin 30 yıllık dostluğuna konuk oluyoruz. Ateşböceği yolunda 14 yaşında daima dost kalacaklarına söz veriyorlar. Birbirlerini bazen kıskanıp, bazen de kırsalarda yine de her zaman bir araya gelip huzuru birbirinde buluyorlar. Bazen Tully'ye aşırı sinir olsam da Kate gibi onu da anlıyordum. Kate genelde fedakar taraftı. Ayrıca Jonny karakterini de çok sevdim. 70'li yıllardan 2000'lere kadar geçen zaman da bende onlarla her duyguyu her zamanı yaşamış gibi hissettim. Onlarla güldüm onlarla ağladım. Kitapta sadece dostluk değil aile, anne kız ilişkisi ve aşk da çok güzel işlenmişti. Özellikle bu kitabı bana canım arkadaşım 
Nurdane Kulaksız hediye ettiği için teşekkür ediyorum ♡ Her zaman değerli bir kitap olacak benim için. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
"Yakın arkadaş olmak işte böyle bir şeydi. Anneniz ya da kız kardeşiniz gibi olurlardı; sizi çok sinirlendirebilir, ağlatabilir ve kalbinizi kırabilirlerdi ama sonunda, zor zamanlarınızda daima yanı başınızda olur, en kötü gününüzde bile sizi güldürmeyi başarırlardı."
Ateşböceği Yolu 
Kristin Hannah
İlk tiyatro eserleri olarak Shakespeare'nin kitaplarını okumuştum. Tiyatro kitapları hoşuma gidince Rus edebiyatının kendine has üslubuyla öykü ve tiyatro yazarı Anton Çehov'un kitaplarını merak ettim Martı'yla başlamak istedim. Çiftlikte geçen 4 kadın 6 erkek karakterin yer aldığı bir eğlenceli bir anlatımın ardında, asla anlaşılmayan genç bir adamın hüznü var. Kitapta insanların psikolojik tahlillerini, hayattan beklentileri, umutsuzluk, fakirlik, hırs, aşk, şöhret tasvirlerini içeriyor. Beğendiğim bir tiyatro eseri oldu. 
Martı 
Anton Çehov
Deneme ve şiirle pek aram olmamasına rağmen Şükrü Erbaşla ilk 'İnsanın Acısını İnsan Alır' kitabıyla tanıştım. Kitabın ismi beni almaya teşvik etmişti ve iyiki almışım. Kalemini çok sevmiştim kendimden bir çok şeyler bulup çizdiğim satırlar fazlacaydı.
Çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış deneme ve şiirlerinden oluşan 'Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya' da aynı şekilde kendimi bulduğum bir kitap oldu. Kitabın adı ayrı bir naif içeriği ayrı bir hoş. İçimde tuttuğum, söyleyemediğim, yersiz anlamsız kelimeleri çok güzel ifade etmiş şairimiz. Kişisel ve toplumsal birçok yaraya değinmiş ve bunu yaparken tatlı sert bir dil kullanmış. Okurken ister istemez kendinizi ve toplumu sorguluyorsunuz. Ömür Hanım için yazdıkları o kadar naif ki kalbinize dokunuyor. Ayrıca Köroğlan, Behçet Necatigil, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Haydar Ergülen, Küçük İskerder şairlerimizden söz etmesi de onlar hakkında bir fikir sahibi olmanızı sağlıyor.
Şükrü Erbaş'ın kitaplarını okumak kendisiyle sohbet etmek gibidir. Şiir kitaplarını da en kısa zaman da okumak istiyorum. Okunması gereken şairimizi okumanızı tavsiye ediyorum.
~ İnsanları yaraları da birleştiremezse daha ne birleştirir, değil mi? ~ 
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya 
Şükrü Erbaş
İran ve Irak arasında yıllardır süren savaşta Tebriz'de sokak çocuğu olarak yaşayan Emir'in hayatına konuk oluyoruz. Sokak çocuğu olmasının yanında diğer çocuklardan farkı onun kırmızı balığı, hayalleri ve umutları var. Savaşa artık kimsesiz çocukları götürdükleri zamanda Emir'in hayatı değişiyor.
Ah güzel kalpli çocuk keşke herkes hayata senin gibi bakabilse doğamızdaki her canlının kıymetini bilse. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı akıcı, sürükleyici kalemini çok beğendim. 176 sayfalık kitaptı ama dolu dolu ders veren, öğütleyici bir kitaptı. İnsanlığın arasında süren bu savaşların hayatımızı nasıl mahfettiği, dünyamızdaki kötülüğün bizlere neler yaptığını görüyoruz.
İçinizi ısıtacak umut dolu bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
"Aklınızın denizlerinde yüzen bir balık, kalbinizin kıyılarına vuran dalgalar yaratır."
Dünyayı Sırtında Taşıyan Balık 
Özgür Balpınar
Kitap beni o kadar yordu ki, okurken içime bir şeyler oturdu. Okumak isterken yorulduğumu farkettim çünkü bu kitap bir çırpıda okunsun bitsin diye geçeceğiniz bir kitap değil. Hasan ile Emir Arganistan'da birlikte büyüdükleri halde çok farklı yaşamları vardır. Ortadoğu yaşamı, insani duyguları, arkadaşlık, ırkçılık, ihanet, savaş, vicdan azabı, çocukların çocukluğunu yaşayamamasını anlatan derin bir kitaptı. Hasan ve Sohrab için o kadar üzüldüm ki onların mutlu olmasını çok istedim. Karmaşık duygular içerisinde bırakan, yüreğime dokunduğunu hissettiğim bu kitabı herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
* Arganistan'da çocuk çok ama çocukluk yok. *
Uçurtma Avcısı 
Khaled Hosseini
Merhaba öcelikle Nagihan Kabal'ın bu gençlik serüveni kitaplarını her birini ayrı heyecanla okudum. Ah ama bu 03.03 beni yaktı. 02.02 okurken Çiçek'in neler yaşadığını, hayatını çok merak etmiştim. Barındığımız hayatın kötülükleri, insanların acıları, toplumsal konuları işlemesi kitabın içinde yaşamanızı sağlıyor.
Ah Çiçek mahfetti beni yaşadıklarını hayal etmek o kadar ağırdı ki, etmek istemedim... Kimse, kimsesiz kalmamalı bu hayatta!
Ayza, o kadar sevdiğim bir karakter oldu ki, keşke herkesin onun gibi kalbi olsa..
Gençlik serüveni seri değil birbirinden bağımsız karışık okunabilir. Fakat bana göre konuyu tam hakim olmak için önce 02.02 sonra 03.03 okunmalı karakterlere iyi odaklanmalı.
Nagihan her kitabında farklı kitaplardan, filmlerden alıntılar yapıyor. Bu kitabında Fareler ve İnsanlar, Oz Büyücü'sü, Van Gogh, 52 Hertz balinası bahsetmesi kitabı zenginleştirmişti.
Film tadında bir kitaptı. Diyecek çok şeyler var ama duyguları anlatmak çok zor kesinlikle okumalısınız. Gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız.
~Yalnız bir çiçek uçsuz bucaksız bir orman yarattı.~
Konusu tam olarak:
Dolunay ve Çiçek ikiz kız kardeşler ve birbirlerini yıllar sonra buluyorlar. İkiz olmalarına rağmen hayatları, davranışları birbirinden çok farklı karakterleri var ve bordo sırt çantalarının karışmasıyla olaylar başlıyor. Bu kitapta Çiçek'in hikayesini okuyoruz. Hayatı sevmeyen Çiçek'in hayatını okuyoruz. 
N. G. Kabal 
03:03 Dolunayda Açan Çiçek
