Kitaba başladığım andan itibaren hiç kalkmadan üç buçuk saat oturup okuduğum doğrudur. Elimden bir türlü bırakmak istemediğim ve bilhassa sonundan çok ürktüğüm bir eser oldu. Zülfü Livaneli yine ülkemizin kanayan ve halen kanamakta olan derin bir yarasına yer vermiş bu eserinde. Doğu Anadolu Bölgesi'de yer alan Van Gölü kıyısına yakın bir
Şermin Yaşar ‘ın okuduğum 3. Kitabı okumak isteyen ve hala yazarımızla tanışmayanlar için Birbirinden anlamlı on iki hikayesinin bulunduğu, sıradan insanların hatta en arka sıralardan denilebilir hayatlarından kesitler sunan hikâye kitabı.
Bakmayın hikaye dediğime, kitapta bittiğinde okuyanın zihninde bitmiyor, uzayıp gidiyor insanın zihninde bir roman okurcasına! Kimi hikayelerde kendimi buldum, birçoğunda yüreğimin en derinlerinden vuruldum! Yine çok güzel bir kitabı kitaplığımın raflarına bırakma zamanı geldi. Şermin Yaşar'ın ama öyküleri beni benden alıyor. Okuduktan sonra bir süre eski ben olmakta zorlanıyorum. Öyle uzak yerlere fırlatıyor ki rotamı bulmam hayli zaman alıyor. Gönüllü çıktığım seyehatte rotamı yitiriyor, acemi bir seyyah gibi oradan oraya savruluyorum. Kalk Yerine Yat da öyle bir yolculuk oldu benim için. Şermin Yaşar'ın kalemini merak ediyorsanız bu kitabı okumanızı öneririm.
"İçimde korkunç bir ağlama hissi birikmişti." (s. 120)
Bu hikayelerden sonra ağlayacaksınız.
Kalk Yerine YatŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20214,084 okunma
“Ömrü boyunca kendini bu kadar yalnız hissetmemişti. Konuşmak istiyordu, dinleyecek kimse yoktu. Çok şey biliyordu, anlatamıyordu. Gördükleri, yaşadıkları, birilerine aktarmak için değilse eğer ya ne içindi?”
“Yoksulların birbirlerine verebilecekleri tavsiyeleri dahi yoktur, ancak aynı ekmeği bölüşmek gibi bir cömertlikle aynı kaderi bölüşebilir, en büyük parçanın kendilerine düşmesine sevinebilirler.”
“Kardeşlik, pili bitmiş bir saat gibiydi. Pilini taktığın anda kaldığı yerden başlayıveriyordu çalışmaya. Bin yıl da görmesen, anında kapatıyordun aradaki açığı..”
Ayfer Tunç’un karakterleri geçmişle hesaplaşma içinde olan, çocukluk travmaları yaşamış ve bunları şimdinin içinden gören kişilerdir. Pişmanlıklar, hatalar geniş bir zaman diliminde anlatılır. Son romanı Kuru Kız da benzer bir yapı sunmuş bizlere . Kitabın ana karakteri “kuru kız” hem fiziki özellikleri hem de hayat şekliyle oturduğu mahallede
“Dönmek için dönüşünü bekleyecek biri gerekliydi insana, bir canlı, bir kedi bile olabilirdi, bir kanarya ya da hoş geldin diyecek bir muhabbetkuşu. Onun yoktu.”