Yorumum :Şermin Yaşar’la tanışma kitabım oldu.İçten,samimi tam derler ya bizden biri bizden hikayeler,bizden üzüntüler ve bizden kahkahalar.Sayfalar suyun üstüne bırakılmış bir kâğıt gemi gibi akıp gitti.
Kardeşlik, pili bitmiş bir saat gibiydi. Pilini taktığın anda kaldığı yerden başlayıveriyordu çalışmaya. Bin yıl da görmesen, anında kapatıyordun aradaki açığı..
Hayat bazen bir uyku sersemliğiyle karşılar bizi. Üstümüze bir ağırlık basar, olmayacak yerde uyuyakalırız, tutulup kalır her yanımız. Hep özlemini çektiğimiz bir ses gelip uyandırır sonra, “Kalk, yerine yat” der ve insan bu sesin sıcaklığına tutunur. Ve evet, herkes günün birinde yerini bulur..
Mutsuzluk kadınların yüzünü susuz kalmış çiçekler gibi önce eğer, sonra soldurur, nihayetinde kurutur.
İftira suçtan daha büyük bir yüktü, taşıyanın belini büküyor, boynunu eğiyor ve iftiraya uğrayanı karşıdan gören onu sahiden suçlu zannediyordu.
Sabah uyandığımda bugün de ölmedin, yaşaman gereken bir gün daha var, yine sıçtın, diyorum aynada kendime.