Hz.İbrahim,misafiri olmadığı hiçbir gün sofraya oturmazdı.O ikram eder,ikramı bereketlenirdi.Türkçede 'Halil İbrahim bereketi' veya 'Halil İbrahim sofrası' gibi deyimler hep onun sünnetine atıfta bulunur.Yine bir gün sofrasına bir misafir bulmuş,önüne yiyecekleri koyup, 'Buyur,Allah adını anarak başlayıp ye!' demişti.Misafiri Allah'a inanmıyordu;teklifini reddetti:"Hayır,bunu yapmayacağım,çünkü senin Allah'ına inanmıyorum." İbrahim üzüldü; yemesi için Allah'ın adını anmasını şart koştu.Misafir inat etti ve sofraya elini sürmeden kalktı.O gece Allah İbrahim'e rüyasında şöyle buyurdu:'Ey İbrahim!Ben Benim adımı anmayan, hatta Beni inkar eden bütün kullarıma her gün rızıklarını veriyorum,hiçbir gün nimetimi eksiltmiyorum da sen Benim adımı anmayan birine bir kere olsun tahammül edemedin ve rızkını kestin ha? "
Hz.İbrahim,misafiri olmadığı hiçbir gün sofraya oturmazdı.O ikram eder,ikramı bereketlenirdi.Türkçede 'Halil İbrahim bereketi' veya 'Halil İbrahim sofrası' gibi deyimler hep onun sünnetine atıfta bulunur.Yine bir gün sofrasına bir misafir bulmuş,önüne yiyecekleri koyup, 'Buyur,Allah adını anarak başlayıp ye!' demişti.Misafiri Allah'a inanmıyordu;teklifini reddetti:"Hayır,bunu yapmayacağım,çünkü senin Allah'ına inanmıyorum." İbrahim üzüldü; yemesi için Allah'ın adını anmasını şart koştu.Misafir inat etti ve sofraya elini sürmeden kalktı.O gece Allah İbrahim'e rüyasında şöyle buyurdu:'Ey İbrahim!Ben Benim adımı anmayan, hatta Beni inkar eden bütün kullarıma her gün rızıklarını veriyorum,hiçbir gün nimetimi eksiltmiyorum da sen Benim adımı anmayan birine bir kere olsun tahammül edemedin ve rızkını kestin ha? "
Hz.İbrahim,misafiri olmadığı hiçbir gün sofraya oturmazdı.O ikram eder,ikramı bereketlenirdi.Türkçede 'Halil İbrahim bereketi' veya 'Halil İbrahim sofrası' gibi deyimler hep onun sünnetine atıfta bulunur.Yine bir gün sofrasına bir misafir bulmuş,önüne yiyecekleri koyup, 'Buyur,Allah adını anarak başlayıp ye!' demişti.Misafiri Allah'a inanmıyordu;teklifini reddetti:"Hayır,bunu yapmayacağım,çünkü senin Allah'ına inanmıyorum." İbrahim üzüldü; yemesi için Allah'ın adını anmasını şart koştu.Misafir inat etti ve sofraya elini sürmeden kalktı.O gece Allah İbrahim'e rüyasında şöyle buyurdu:'Ey İbrahim!Ben Benim adımı anmayan, hatta Beni inkar eden bütün kullarıma her gün rızıklarını veriyorum,hiçbir gün nimetimi eksiltmiyorum da sen Benim adımı anmayan birine bir kere olsun tahammül edemedin ve rızkını kestin ha? "
Hz.İbrahim,misafiri olmadığı hiçbir gün sofraya oturmazdı.O ikram eder,ikramı bereketlenirdi.Türkçede 'Halil İbrahim bereketi' veya 'Halil İbrahim sofrası' gibi deyimler hep onun sünnetine atıfta bulunur.Yine bir gün sofrasına bir misafir bulmuş,önüne yiyecekleri koyup, 'Buyur,Allah adını anarak başlayıp ye!' demişti.Misafiri Allah'a inanmıyordu;teklifini reddetti:"Hayır,bunu yapmayacağım,çünkü senin Allah'ına inanmıyorum." İbrahim üzüldü; yemesi için Allah'ın adını anmasını şart koştu.Misafir inat etti ve sofraya elini sürmeden kalktı.O gece Allah İbrahim'e rüyasında şöyle buyurdu:'Ey İbrahim!Ben Benim adımı anmayan, hatta Beni inkar eden bütün kullarıma her gün rızıklarını veriyorum,hiçbir gün nimetimi eksiltmiyorum da sen Benim adımı anmayan birine bir kere olsun tahammül edemedin ve rızkını kestin ha? "
Kalbini kin ve düşmanlıktan arındır,kalbi düşmanlıkla meşgul olan kişi,faydalı işler yapamaz.Çünkü kalp,iyilikle doludur ve iyiliğe zıt meşguliyeti barındıracak kadar geniş değildir.