Gerçekten insana şaşmamak elde değildir. O paraya, altın ve gümüşe ne kadar da değer veriyor, onları gözünde büyütüyor. En değerli taşları ve incileri biriktiriyor. Ancak Yüce Allah’ın bir damla su ile kendisine bahşeylediği o değerli nimetten, o nimeti gereğince düşünüp takdir etmekten gaflettedir. Çünkü o bir yudum suyu elde etmek ya da içtiğini tekrar boşaltmak için, eğer bir rahatsızlık duysa, tüm dünyayı vermeye hazırdır. Çünkü o suyu içme imkanını bulamazsa hayatı sona erecek ya da zararlı olan maddeleri dışarı atacak gücü olmasa yine hayatı tehlikeye düşecektir. O halde insan bunlardan gaflet içerisinde bulunmamalıdır.
Anlatıldığına göre bir gün Abdullah ile Ahmed İbn-i Hab bir yerde birlikte bulunuyorlardı. Bu arada Ahmed İbn-i Hab yerden bir ot kopardı. Bunun üzerine Abdullah ona dedi ki; Bu hareket sana beş şeye mal oldu;
1- Bu hareketle kalbini Allah’ı tespih etmekten alıkoydun.
2- Bu hareketle kendini Allah’ın zikrinden başka bir işle oyalanmaya alıştırdın.
3- Bu hareketinle başkalarının da aynı davranışta bulunmalarına önayak oldun.
4- O ot parçasını Allah’ı tespih etmekten alıkoydun.
5- Bu hareketinle kıyamet günü Allah’a kendi aleyhinde bir delil meydana getirdin.(Revmak-ül Mucaniste böyle anlatılmıştır.)
Rivayet edilir ki, günahına iki yüz sene ağladı da Allah tevbesini kabul etti ve bir tek günahını affetti.
İşte nebîsi (Âdem a.s) ve safîsi ile bir tek günahtaki hali böyle olursa, ya sayılmayacak kadar günahları olanların hâli nasıl olur?
-ŞU SÖZÜ SÖYLEYEN NE KADAR DOĞRU SÖYLEMİŞTİR. “EĞER GECELERİ İBADET EDİP GÜNDÜZLERİ ORUÇ TUTAMIYORSAN, BİL Kİ, SEN BAĞLISIN. SENİ HATALARIN BAĞLAMIŞTIR.” BUNLAR NE BÜYÜK SÖZLERDİR.-