Ahmet Ümit kitaplarının hepsini çok sevsem de Kukla benim için her zaman çok farklı bir yerde olacak. Gerek olay akışı, gerekse konuların birbiriyle bağlantılı olması nedeniyle en kısa sürede okuduğum Ahmet Ümit kitabı oldu. Sanki bir cinayet romanı değil de macera romanı okurmuş gibi hissettim kendimi. Her satırda, her mısrada yüreğim ağzıma geldi; büyük bir heyecanla okudum. Filminin çıkacağı şeklinde haberler duymuştum umarım gerçekleşir ve bu güzel kitabın en yakın zamanda filmini izleyebiliriz.
Kaybetme maceramız daha ana karnından çıktığımızda başlar. Hiç emek harcamadan hüküm sürdüğümüz, dünyanın en güvenli, en yumuşak korunağını, ana rahmini kaybederiz önce. Bizden intikam almak için bekleyen dünya, sanki niye çıktın ordan dercesine, gözlerimizi yakan ışıkları, kulaklarımızı tırmalayan gürültüsü, sıcağı, soğuğu, açlığı, kiri, hastalığıyla saldırır üzerimize. Ama biz de öyle kolay kolay pes etmeyiz. Kaybettiklerimizin yerine anında başka bir şey koyarız.
Ah, insan işte bu denli fani bir varlık; tam da varoluşundan hiçbir kuşku duymadığı, mevcudiyetini gerçekten duyumsattığı tek yerde bile, sevdiklerinin hatıralarında, onların ruhlarında bile yitip yok olmaktadır, hem de o denli çabuk!