Geçmiş davranışlarınıza yol açan, altta yatan inançları değiştirmediğiniz sürece alışkanlıklarınızı değiştirmek güçtür. Yeni bir hedefiniz ve yeni bir planınız vardır ama olduğunuz kişiyi değiştirmemişsinizdir.
Çoğu insan iyileşme yoluna çıktığında kimlik değişikliğini aklından bilegeçirmez. Sadece, “İnce olmak (sonuç) istiyorum ve bu diyete bağlı kalırsamzayıflarım (süreç),” diye düşünür. Hedef belirler ve eylemlerini yönlendireninançları hesaba katmadan o hedeflere ulaşmak için atılması gereken adımlarısaptar. Kendine bakış açısını değiştirmez ve eski kimliğinin, değişimplanlarını sabote edebileceğinin farkında değildir. Her eylem sisteminin ardında bir inanç sistemi vardır.
Gülmek ayıp değil! Hem bedene hem ruha şifadır.
Gülen ve sevmeyi bilen bir ailenin çocuğu olmak, çok zengin bir ailenin çocuğu olmaktan daha büyük bir nimettir.
Yoksa ailezede olarak büyüyen çocuklar, toplum içinde in- sanzede bireylere dönüşüyorlar.
Böyle olmasa bile kendi içlerindeki savaşları hiç bitmiyor.
Çok çalışmanız sadece belli bir hedefe odaklı olduğunda, siz onu elde ettikten sonra geriye sizi ileri itecek ne kalır? Pek çok insanın bir hedefe ulaştıktan sonra eski alışkanlıklarına dönmesi bu yüzdendir.
Hedefler tamamen işe yaramaz mıdır? Elbette hayır. Hedefler bir yön belirlemek açısından iyidir ama ilerleme kaydetmede sistemler en iyisidir. Hedeflerinizi düşünmeye çok fazla zaman ayırıp sistemlerinizi tasarlamaya yeterince zaman ayırmadığınızda bir avuç problem doğar.