Öldürecektim. Kendimi. Tükenmiş olduğum ya da dayanamadığım için değil. Zihnimin ve bedenimin çektiği acılara katlanmadığımdan değil. Herhangi bir ölümlüye kızgın olduğum için değil. Melankolik bir felsefenin dönüşü olmayan patikasında ilerlediğimden hiç değil.
ÖLMEK İSTİYORDUM ÇÜNKÜ DELİRİYORDUM.
Çünkü her hareketinde nihai sonucu acıydı ve belki de, insanoğlu bunu bilse, hiç doğmazdı. Belki de daha kötüsü, bütün bunları bilse de doğmaya devam ederdi. Ne de olsa, insandı ve doğası gereği arsızdı.
Yasin, hiçbir şey yapmayacak ve durmaya devam edecekti. Ölene kadar. Sonra biraz da orada duracaktı. Toprağın altında. Sonra da yok olup gidecekti. Hiç gelmemiş gibi.
Böylece Derdâ , zevk ve acıyı, insanların birbirlerine sırayla verdiklerini öğrendi. Önce ölüler hayattakilere sonra hayattakiler... Sırayla... Birbirlerine... Acı ve zevk verip... Sonsuza kadar... Mutlu... Dolce vita, amına koyayım!