Çünkü genelde cümleler boşluklar doldurmak için kurulurdu, bir şey demek ya da anlatmak için değil. Boşluk, düşmanlık ya da tanışık olmamaktı, hiçbir diyeceği yokken durup dururken hiç değilse, “Bizim it sizin oraya balta getirdi mi?” diye sormak bile dostluk ve alışverişti.