"Bak doktor, tedavi bir çeşit reformdur..."
Doktor tiz bir sesle bağırdı:
"Soytarılık etmeyi kes İgor!"
İgor doktora hiç aldırmadan ekledi:
"Ben ise bir devrimci olarak reformdan iğrenirim..."
Dünyanın bunca zenginliğine rağmen nasıl birçok insanın yarı aç yarı tok dolaştığına tanık oluyordu. Tapınaklar, Tanrı'nın hiçbir işine yaramayan altınlarla gümüşlerle dolup taşıyor, bu tapınakları kapılarında ise yoksul, aç insanlar titreyerek birilerinin önlerine bir ekmek parası atmasını bekliyorlardı.
Batıda tarihin başlaması için bir peygamberin kendi kavmi tarafından çarmıha gerilmesi gerekti. Şüphe yok ki kendi kavmi tarafından taşlanmak, peygamberliğin çilesi. Kaderi. Bedeli.
Afrikalı Leo'dan sonra Endülüs kültürüne karşı bir ilgim gelişmişti. Kitap adı beni aşırı heyecanlandırdı. Kapak da o kültüre dair oldukça ilgi çekici bir tercihle tasarlanmış. İçerik konusunda da şunu söyleyebilirim: yeni bir yazara göre oldukça iyi. Usta ve nitelikli yazarları okuduktan sonra bu ayrımı görebiliyorsunuz. Ama rahatsız edici bir acemilik değil. Tatlı bir acemilik var. Kitap adı ve kapaktan dolayı beklentim çok yüksekti. Biraz "Tanrıların Arabaları" iddialarını işler gibi olmuş:) itici değildi . Bunu destekleyen şekilde işliyordu. Kitap zevkim ve kültürel donanımım değiştiği ve daha eleştirel yaklaştığım için bana hitap etmediğini düşünüyorum. Ama ödünç veren yaş grubunu heyecanlandıran ve onların beğenisini alan bir kitap:)
Demokrasi Abraham Lincoln 'ın "Tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, birtakım insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız" prensibi üzerine kuruludur.
Liberal anlatı yavaşça ufkunu genişletti ve en azından teoride, ayrım gözetmeksizin tüm insanların özgürlüklerini ve haklarını gözetir oldu. Özgürlük çemberi genişlerken, liberal anlatı sınırları içinde komünist tarzda sosyal yardım programları uygulamanın önemi de fark edildi. Bir tür sosyal güvenlik ağıyla desteklenmediği müddetçe özgürlüğün pek bir değeri yoktur. Sosyal demokrat devletler demokrasi ve insan haklarını devlet destekli eğitim ve sağlık hizmetleriyle birleştirdi. Ultra kapitalist ABD bile özgürlüğün korunmasının, en azından bir ölçüde, devlet destekli sosyal hizmete ihtiyaç duyduğunu kabul etti. Açlık çeken çocukların özgürlüğünden söz edilemez.
Eğer bahsedilen lüzumsuz "Adam" ise ben lüzumsuz bir "Eva"yım. Eğer bahsedilen lüzumsuz bir adam ise o zaman lüzumsuz bir kadınım. Çünkü tam olarak kitaptaki kişi gibi yaşıyorum. Olayları kitaptaki kişi gibi analiz ediyorum.
Yaşamın işleyişinde akılda bilinen kişiler ve kişilerle ilgili olaylar hakkında dedikodular döndürmektense etraftaki insanlar hakkında tahmini dedikodular ile iç konuşma havasında ilerler. Aslında anlatılan hikayeler içselleştirilse veyahut ders çıkarılsa o zaman belki önyargılar azalır. Her kitapta olduğu gibi bu kitaptan da bir parça alarak "yaşam felsefem yapbozu"na bir parça daha ekledim.
Lüzumsuz AdamSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20217,8bin okunma
Hey zavallı balık, diyor, ağzın var, dilin yok. Gözün var saçın yok. Pulun var, paran yok. Canın, kanın var, anın şanın yok. Tutulursun metelik etmezsin. Tutulmazsın küfür yersin. Sen Allah'ın dilsiz mahluku, sen olmasan bütün kış ben ne yerim!
Dalga mı geçiyor düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler
Aziz Nesin