Bazı zamanları, bazı insanları, bazı yalanları hayatın içerisinden direk çıkarmak gibi bir arzum oldu çoğu zaman. Bunu yapınca dünyanın daha dengeli ve daha güzel bir yer olacağına dair bir inanç taşıdığımdan değil çünkü evrenin zıtlıklar üzerine dizayn edildiği çok açık. Bu benim artık tahammül sınırlarımın aşılmak üzere olduğunu gösteriyor. Gerçekten bazen oturduğum yerde aklıma geldikçe hayret ediyorum. Insanlar o kadar bencil ve iki yüzlü ki hayatta kendilerinden başka hiçbir şeyin bir önemi yok. Anlam sınırlarımın dışında kalıyor bazı şeyler. Biliyorum insanın olduğu yerde şaşkınlığa yer yok biliyorum hepimizin maskeleri var. Benim de maskelerim var. Ama ben acılarımı saklamak için takıyorum o maskeyi. Kimsenin acılarımı bilmesini istemediğim için taktığım bir maske bu. Ama insanlar insan olmayan taraflarını gizliyorlar bu maddelerinin arkasına. Bir insanın nasıl yalan söyleyebildiğini nasıl bir başka insanın hayatına kastettiğini ben hiçbir zaman anlamadım, hiçbir zaman anlamayacağım.
Sen, zamanla yaralar iyileşir, duvarlar insanı saklar sanıyorsun, ama öyle değil, öyle değil.
Bir şey insanın yüreğine yerleşince kimse onu yerinden sökemez!
.
Hayatımın bütün dönemlerinde benimle olan yaşamla, evrende var olmakla ilgili kavgam üniversite 3. Sınıf ve sonrasında artık bütün hayatımı etkisi altına almıştı. Neredeyse hiç uyumuyor, fakülteye uğramıyor çok nadir uyuyabildiğim zamanlardan sonra gözlerimi açtığım gibi kahve hazırlıyor ve sigara kahve eşliğinde kitap okurken buluyordum
Sadece tek bir an sürecek sonra, sonrası yok....Acı yok hüzün yok uykusuzluk yok bağlılık yok aşk yok hüzün yok keder yok dert yok tasa yok. Tek bir an sürecek ve her şey bitecek...